hayatımda okuduğum en iyi kitaplardan biri. murat menteş'ten aldığım keyfi hiçbir yazardan alamam sanıyordum ama ottoman bunu fazlasyıyla size veriyor. kityapta murat menteş tadı alıyorsunuz ama kendine has yanları çok fazla. ikinci romanını sabırsızlıkla bekliyorum. okuyun pişman olmazsınız.
o zaman benden size kitaptan birkaç tadımlık parça:
çay kaşığıyla kahve karıştırdığınızda kahve kaşığı olmaz. bir çay kaşığı her zaman çay kaşığıdır.
erkeklerle bebekler birbirlerine benzerler candy. ikisini de ağzına meme vererek susturabilirsin.
biliyor musun dostum? emekli olunca kumara, uyuşturucuya, alkole, zinaya ve cinayete tövbe edip hacca gitmeyi ve namaza başlamayı düşünüyorum. ama şimdi seni öldürüp, bir fahişeyle seviştikten sonra, viski içip, esrar ve kokain çekerken poker oynamayı planlıyorum.
biraz sonra kafası giyotinle uçurulacak olan idam mahkumu gibiydim. bu haldeyken bile, benden önce kafası uçurulan adamın bulaşıcı hastalık taşıyıp taşımadığını düşünüyordum. şimdi hastalık hastası olan pimpirikli yaşlıları daha iyi anlıyorum. mesele yaşlanmak değil, hayatın sonuna yaklaşmakmış meğer.
bir ayıyla karşı karşıyaysanız ve kaçamayacak durumdaysanız, birileri size ölü taklidi yapmanız tavsiyesinde bulunabilir. ama kimse siyah ayıların leş yiyici olduğunu bilmez. eğer suda boğulmakta olan ve yüzme bilmeyen biriyseniz, size verilebilecek pek bir tavsiye yoktur. sizi canlıyken dibe çeken su, öldüğünüzde yüzeye çıkartır. bence ayıdan çok suya ölü taklidi yapmak lazım.
ottoman mahlaslı bir yazarın romanı. ülkemize, dünyaya, hayata dair birçok ince atıfların bulunduğu, yerel ve uluslararası kültürü çok güzel bir şekilde harmanlayan, sizi sürekli gülümseten, yormayan, zaman zaman kafanızda yarışma programlarında doğru cevabı bilince çıkan zil sesi gibi sesler çıkarak aydınlanmalar yaşamanıza yol açan roman. yazarın gerçek ismi nedir ve başka eseri var mıdır diye araştırma yapacağınızın garantisini verebilirim.
Kullanılıp kenara koyulan küçük ander. Aslında farklıdır çay kaşıkları. Birçok anlam yüklenebilir. Mesela bizzat duyduğum bir şeydi bu. Bir grup insan oturmuş çay içiyorlardı. Tek bir çay kaşığı vardı masalarında. içlerinden biri şekeri çayına atmış etrafına bakınıyordu ve ağzından çıkan o enfes kelime; sik kimin bardağında.
Çay kaşığı ile tatlı kaşığı arası ayarında bi kaşığa yer yer ihtiyaç duyduğumuz anlarımız var diye düşünüyorum. Örnekse; ağzına kadar içine nevaleyi boca ettiğin, dudak payı bırakmadığın bazı kupalarda, oluyo bazen, ayrıca kupa var kupa var, içimlik nevalemize çay kaşığı ile müdahelede, ya çay kaşığımız kupada boğulma tehlikesi geçiriyo ki bu da tatlı kaşığının alternatif olması için bi yeterli bi neden, yada parmacıklarımızın sırf s.ktiriboktan bi karıştırma için uçları haşlanıyo. Tatlı kaşığı ile derde derman arayayım bari dediğimizde falan ise, boğulmayı hatırlayınız, o kaşık çok afedersin bi s.k gibi kupada görünüyo. Kupanın bitiminden itibaren sankit bi yelken direği varmış gibi görünüyo. (- Benzetmelere bak) Arkadaş! ben içeceğimi neyin içerken, 'ne lan öyle ancukta oynayan s.k gibi karıştırma sırasında görünmüş şeyi mi içecem' diyorum ki, böyle bi durumda bu benim bi içimlik içişimi olumsuz etkiler. Burdan kaşık dünyasına yön verenlere, şekil verenlere seslenmek istiyorum. (kaşığı eğip bükenler siz değil lan!) Bahsini ettiğim türden kaşık sürün piyasaya 96 parça almayan şerefsizdir. Olduğu kadar! (belki de böyle bi kaşık var da haberimiz yok)
eskimonun içine konulan kaşık.
yenmesi kolay olur, dondurma çubuğu işlevindedir.
eskimo yapması ise çok basittir. düz bir bardağa reçeli koyup sulandırırız, içine çay kaşığı koyarız.veririz buzluğa donana kadar... isteğe bağlı olarak içine reçelin tanesinden de atılır.
dondurma yedirmeyen anneden gizli yaz sıcağına karşı koyan küçük kesekagidi uydurmasyon dondurmasıdır...