Geçende böyle bir durum geldi başıma.
Gözlerini bile kapatmışlar, içinde ne olduğu belli değil.. önlerini nasıl görüyorlar acaba??
Komik olan tarafı ise bu öldürücü sıcaklarda o kadar örtündükten sonra önlerindeki erkeklere cilve yapmaları. (bkz: çarşafın altında kıkırdayan kezboşlar)
zaten amaç da oymuş, kendilerini gizlemek ve sokakta tanınmamak. ceketli pantolonlu, gayet modern bir iş kadını hava alanlarında en dip noktalarına kadar aranırken çarşaflı olan kişi (kadın mı o bile belli değil) "müsait değilim" deyip kendini aratmadan geçebiliyor. sonra çalsın sirenler, patlasın bombalar.*
çarşaf denilen, örtünme islam'da başkalarının o kadını tanımaması için farz kılınmıştır. yani filanca denilmeyecek şekilde tanınmayacak şekilde örtünmüşse bir kadın o farz olan örtünmeyi yerine getiriyor demektir. bunun nasıl sağlanacağına ise o bölgede var olan örf ve anane belirler. yani klasik anlamı ile çarşaf giymek zorunlu değildir. aslolan tanınmayacak derecede örtünmektir.
evet siz eğer o çarşafın altında olanı bilemeyesiniz diye o çarşaf giyiiyor zaten. bunu bilemeyenler ayrıca, yağmurun neden yağdığınıda bilemediler. yani suyun neden sıvı olduğunu bilememek gibi bir şey aslında bunlar.
ciddi bir kamuflaj sonucunda ortaya çıkan durumdur. bugün, sevdiğim bir abim ile ülke siyaseti üzerine hasbihâl ederkene aldı sazı eline ve başladı uzun uzun anlatmaya... vakitlice memleketi erzurum'da, peşmergeli ve silahlı kişilerin özel harekâtçı mı; yoksa ki terörist mi olduklarını ayırdetmekte ne kadar zorlandıklarından bahsetti. birbirlerine, her anlamda ne kadar çok benzediklerinden ve bu anlamda çok kişinin de kurban gittiğinden dem vurdu.
konu dönüp dolaşıp da türban-çarşaf mes'elelerine, bu konuda insanların nasıl sömürüldüğüne geldi belli topluluklarca. abim, bu konunun aslında siyaset ve siyasetçilerle uzaktan-yakından alakalı olamayacağını, siyasetçilerin buradan gelecek rantın peşinde nasıl da köpek olduklarına değindi. buraya kadar bildiğimiz ve genel itibariyle arkadaş toplantılarında da söylediğimiz bir hâldeydi konu. laf "orospuları kollamak" noktasına geldi. "nasıl yani?" diye sorduğumda açıklama gecikmedi;
"biz, millet olarak fazla içimize kapanık ve fazlasıyla sahiplenici bir yapıya sahibiz(ki bu konuda abime katılıyorum da). yanımızda, yakınımızda peyda olacak şeylere karşı aynaya dahi bakmadan kılıç-kalkan kuşanıp da taarruza geçiyoruz(evet, bu da doğru). peki sorarım kardeşim sana bir orospu, kendisini en rahat nasıl kamufle eder? nasıl etrafındakilerce tanınıp da teşhir edilmekten kurtulur? ben söyleyeyim; her tarafını örterek ve kendisini belli edecek, açık edecek her detayın üzerini örterek..."
baştan, yadırgadım aslında bu durumu. sonra bir tur daha yadırgadım... sonra düşündüm de böyle bir ihtimâl yok dersek yalan olur. he açıkçası kimin, ne sik yediğine çok meraklı bir adam da değilim ama bu konuda çok hassas olan arkadaşlar var ve benim düşündüğüm şey bu ihtimâlin varlığı dahi fazlasıyla mide bulandırıcı olmalı onlar için.
