hemen hemen her askerde aynı olan hareketlerdir. bi acelecilik, bi panik havası içinde iki dakikada bir saat kontrol ederek geçen bir süreçtir. yapmak istediklerin bir yana bir de milletin siparişleri vardır. onlarla uğraşırsan internette daha az kalacaksın falan. ooof of. neler neler yani.
sabahın köründe çıkar arkadaalar çarsıya.öncelikle ilk gördüğü kıza laf atarlar sabahın bi körü siz dersinize yetişmeye çalısıyosunuzdur zaten alısmışsınızdır da hızlıca uzaklasırsınız.internet kafe 1 numaralı mekanlarıdır.
zaten kışlada yüzlerce erkek olan bu andavallılar bir de çarşıya bir ekip olarak çıkarlar.
edit: burada eksileyecek ne var? askere herşeyi pahalı satılması başka bir şey zaten hergün iç içe olan adamların bir de çarşıda bir arada dolaşmasının manası nedir? iki kez arkadaşlarımla çarşıda dolaştım ikisi de zehir oldu.
sözlüğümüzdeki erkeklerin laf sokmaktan büyük zevk aldıkları zümrenin sivil ortama uyum sürecinde yaşadıkları garipliklerdir. farkında değiller sanırım ülkedeki askerleri bu ülkenin erkekleri oluşturur. yani sizler. sivildeyken bu kadar abazasınız askere gidince kendinizi s.kmeseniz bari.
daha askerlik yapmamış dallamaların yavşak yavşak yaptığı yorumlar var. bi de ters açıdan baksak mesela... askere ve öğrenciye köpek muamelesi yapan insanlardan... büyük şehirlerde askeri açıkça s.kmeye çalışan esnaftan... ulan bu klavye başındaki çiçeği burnunda liseli tayfa bile atıp tutuyor askerler hakkında.
siz de gelin askerlik çağına. siz de 15 ay boyunca giyin haki yeşilin, insan psikolojisinin içine sıçan baskın rengini üzerinize. siz de yanınızda en az 50 erkekle uyuyun. her gece uykunun en tatlı yerinde kalkıp 2 saat soğukta amele gibi dikilin. siz de hayaatınızda hiç kalkmadığınız kadar erken kalkın, her gün en az 4 km koşun. kapının önünü elinizle temizleyin. o zaman görücem hepinizin o nazik kıçını...
not: askerden geleli 7 sene oldu. askerlik boyunca ne mıntıka ne içtima ne silahlı nöbet gördüm.