aziz halkın yeşil cübbelilerin gelmesinden sonra oturup bağdaş kurarak sigara-çay-çekirdek keyfi yapmalarıdır. (bütün tarihi cübbeliler yazdı ya, kimlerse artık)
- dik yamaçlardan oluşan arazi yapısı çıkarma yapan birlik için kabus gibiydi.
- işgal kuvvetlerinin lojistik desteği türk'lerin ağır ateşi yüzünden kesintiye uğramıştır. bu da su ve erzak kıtlığına, dolayısıyla salgın hastalığa neden oldu.
- çatışmalar zaman zaman süngü savaşı noktasına geldi. iki taraf için de teslimiyet bir seçenek değildi.
- zayiat fazla olmasına rağmen türk kuvvetleri asker bazında sayı üstünlüğüne sahipti.
bunların dışında bir de, denizden yoğun bir sis geldiği, evliyaların, ermişlerin bu sırada düşmanı alıp götürdüğü gibi üçüncü göz, sekizinci boyut, sır tapusu tarzı teoriler vardır ki henüz belgelenememiştir.
tek bir nedene indirgemenin yanlış olduğu, bütün çabaların, olayların bir zaferi oluşturduğu nedenlerdir. illa bir neden aranacaksa; koca seyid'in mermi taşırken belinden gelen kırık kemik seslerini bile buna dahil edebiliriz.
edit: eksiyi anlamadım bi kere onu geçtim. tabiki de askerimizin azmi ve kararlılığı bu savaşın kazanılmasındaki en büyük etkendir ama ben her zaman bu olağanüstü zaferde, devreye ilahi güçlerin girdiğine inanmışımdır.
insanların içindeki vatan aşkıydı.Tabi bunları sizin gibi hayaletlere inanan koskoca bir savaşı , bir zaferi hurafelere bağlayan zihniyete anlatmaya çalışmak beyhude bir çaba.
çanakkale zaferini, askeri tüm olguları reddederek allah'a bağlama arayışıdır. allah elbette güçsüzün yanındadır ama bunu sadece allah'a bağlamak kara cahilliktir. yobazlığın en dibidir.
insanlar savaşta kendi yurtları ve özgürlük söz konusu olduğunda diğer gereksinimlerinin(sömürü) ötesinde bir mücadele gösterir(insan gücüne dayalı savaşlarda). örnek verecek olursak vietnamda çok somut bir şekilde görebiliriz. (bkz: bir avuç prinç bir mermi) aynı şekilde hindistan'ın özgürlük mücadelesindede görebiliriz (bkz: mahatma ghandi)
eğer siz tutup okyanusya'dan hiç tanıyıp bilmediği, canavar olarak anlatılan insanlara karşı farklı bir coğrafyaya savaşa gelirseniz bu psikoloji ile çetin bir savaş çıkarmanız çok uzak bir ihtimaldir.
diğer yandan eğer size vatan uğruna yaşamayı değilde ölmek emrediliyorsa(uğrunda), sizden sonraki nesillerinizin ögürlüğü vaat ediliyorsa ve emperyalist köpeklere karşı bir duruş sergilenmesi gerekiyorsa işte o zaman yırtık kamuflajla yamalıklı çarıkla ve süngüyle savaşmak hiçte zor değildir.
özgürlük adına ölmek, köleliktan daha cazip gelmiştir yıllar boyu insanoğluna.
konuya muhafazakar yaklaşılmış. buyrun birde oradan örnekle açıklayalım
müslümanların ilk savaşlarından yola çıkacak olursak bire üç gibi bir üstünlüğe karşı gelinmiştir. peki başarıyı getiren sebep?
müslüman olanların geneli kölelerden ve ezilen insanlardan oluşmaktaydı. bu savaş menfaat savaşından öte özgürlük savaşıydı.bir yanda ticaretle uğraşan varlıklı müşrikler diğer tarafta ise onların yıllardır ezdikleri köleleri.
şimdi birde kurandan yola çıkarak şüpheci yaklaşıp ele alalım bu olağanüstülüğü!
Enfal-65. Ey Peygamber! Müminleri cihada teşvik eyle. Eğer sizden sabredecek yirmi kişi olursa ikiyüze galip gelirler ve eğer sizden yüz kişi olursa kafirlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar hakkı ve akıbeti düşünmeyen anlayışsız bir kavimdirler.
Enfal-66. Şimdi Allah sizden yükü hafifletti ve sizde bir zaaf olduğunu bildi. O halde sizden sabredecek yüz kişi olursa ikiyüz düşmana galip gelirler, sizden bin kişi olursa Allah'ın izniyle ikibin düşmana galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.
görüyorsunuz kurandaki olağan üstülüğü ve geri atılan adımı. insanların özgürlük adına vermiş olduğu savaşları dogmatikliğe, şeyhlere üfürükçülere bağlamak sağlıklı düşünen bir insanın işi değildir.
