ülkeyi sadeleştirerek bir fabrika temsil etsin 100 tane de çalışanı olsun, ekonomi yüzde 7 büyüsün. mantıken fabrikanı 7 tane daha ihtiyacı olması gerek ya da yüz işci yüzde 7 oranında daha fazla çalışıyor demektir. bu büyüme oranı ne kadarı işsizlik oranının düşürmesine katkı sağlamıştır. 7 işci alınmamıştır. bakınız büyüme oranlarıyla işsizlik oranı arasındaki kolerasoyana. ben hiç işci alınmadığını var sayıyorum. daha iyi anlaşılsın diye.
şimdi bu yüzde 7 büyüyen fabrika nasıl büyümüştür, büyürken kim üretmiştir yan gelip yatan işcisi olan bir fabrika olamaz, dolayısıyla bu yüz işçinin çabasıyla üretim gerçekleştirilmiştir. sadece patron çalışmasıyla bir fabrika yüzde 7 büyüyemez. bu yüz insanın çalışmadığını söylemek hakkaniyete yakışmayan bir düşünce olsa gerek. haksız mıyım?
ülke ekonomisi yüzde 7 büyümüşse anlaşılacak bir dille alış veriş oranında yüzde 7 oranında artmış olması gerekmez mi? yani fabrika yüzde 7 oranında daha fazla üretiyorsa yüzde yedi oranında da alışın artmış olması gerekir. ama hiç bir işcinin maaşında yüzde 7lik bir artış yoksa tüketiminde de yüzde yedilik bir artış yoktur. demek ki yüzde yedilik alışı başkaları yapıyor demektir. o da işci değildir. burda it gibi çalışan işcidir yüzde yedilik büyümeyle tüketimi artan ise işci değildir. başkalarıdır. şunu söyleyebiliriz patronların para babaların cebine giren kar yüzde yedi artmıştır, işcilerin çalışma oranları yüzde yedi artmıştır.
rakamlar denklemi tam kurmuyor olsada anlaşılması için bu gerekliydi.
kahve ağzıyla ekonomi yorumu yapanın sözüdür. ulan işverenin pazarlık gücü yüksek. ben çalışıp ürettikçe işveren kazanıyor. doymuyor ki adi kapitalistler bir türlü. avrupa'da 80li yıllar sonrasında ivme kazanan sanal ekonomi; emek yoğun yatırımları çevre ülkelerine taşıdır. düşünün bir kere, son on yılda dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri işgüçü ücretlerinin en düşük olduğu ülkeler. ancak bu büyüme hiçbir zaman da işçiye yansımamakta. ulan var ya ben de oturmuş ciddi ciddi laf anlatmaya çalışıyorum.
iskembe-i kübradan ekonomi yorumu yapan kisinin artık gercek hayatla yüzleşmesi gerektiğini hatırlatan sözcükler dizisi.
Oturduğu yerde pembe başlık üretmeye benzemiyor bu ülkedeki düzen.
büyüme yansıyor da neremize yansıyor sen gel de bize sor denilerek savuşturulabilecek önermecik, mühendisim, hayvanlar gibi çalışıyorum, kıç kadar firmanın dağlarca işi arasında gün be gün eziliyorum, altımda şirket arabası, aylık 300 liralık ticketım, 50 liralık şirket telefon hattım ve 1500 lira maaşım var, sence nereme yansıyor bu maaş, yaptığım işi görsen rezillik her gün bir ton stres, saygınlık yerlerde, azar, saygısızlık, aşağılanma, sikerim ben böyle işi de yansımasını da.
- listede yazılan hataların hiçbirini yapmayan, aksine, sürekli çabalayan ve yaptığı işin en iyisini yapmaya çalışan bünyelere de yansımıyorsa bu büyüme; sen kendini "büyüyoruz" diye kandırıyor olma sakın?