yalancısın sen. arkadaş ortamlarında palavralar sallarsın. dizilerden bihaber numarası yaparsın. popüler şarkıları kıyısındanda olsa bildiğin halde amnezili gibi yaparsın. güya sen televizyonda devamlı belgesel izliyorsundur, her daim kaliteli sanatçıların şarkılarıyla geceyi sabah ediyorsundur, güya baş ucu kitapların vardır geceleri okuduğun. kültür denince akla senin ismin gelecekmiş gibi davranırsın amaaaaaaaa ama dur orda. kardeşim sen belgeselleri sadece kanal geçişlerinde görüyosundur, tamam kendine özgü bir müzik tarzın vardır belki ama illaki popüler şarkılarıda ucundan da olsa biliyorsundur, magazin olaylarına hakimsindir. sen kendini başka bir insanmış gibi göstermeye çalışan aşağılık iki yüzlü mahluksun. halbuki kendini böyle göstermeye çalışacağına, uğraşsan biraz böyle olmak için daha kolay emin ol. sen itiraf etmesende posta gazetesine bakan sığ beyinli insansın. hayır ben söylemedim. sen davranışlarınla ele verdin kendini.
entelektüel bilginin olanağı sorununu aklının başlangıç noktası kılar. öyle ya, bilgi diye bir şey varsa, bu olanaklı mıdır? ona nasıl ulaşılır? yazar burada bir çeşit felixomedia sendromu yaşar. yani, hem kuşkulu ve yavaş, hem de panik ve aktiftir. sonuç olarak bilgiye ulaşanlar bibliomanlardır.
reelde bolca bulunan hele hele bazıları aracı olmadığı halde mercedes range rover gibi araçların önünde kara gözlüklerle foto çektiren tiplerdir. bazıları da ulu ortamındadır takım elbise giyer buradaki üç beş andavalın üzerinden pirim kasarlar. böyle aciz ezik modellerdir.