cemaaatler ile ayni sekilde burs veren dernek. her ikiside ihtiyaci olan fakir insanlari kendi ideolojilerine uygun bir yasam tarzina mecbur ediyorlar. biribirlerinin aynadaki goruntusu..*
biri basini acarsan burs verir, digeri kaparsan,
biri namaza gidersen burs verir, digeri keser,
biri cumhuriyet mitinglerine katilirsan burs verir, digeri keser,
biri konusmalarinda allah peygamber kelimeleri kullanirsan burs verir, digeri ataturk vecizelerini bilirsen burs verir,
biri dindar olursan burs verir digeri laik dinde olursan burs verir,
daha bir cok konu bu sekilde. insanlara kendileri gibi olmayi cok goren zihniyetlerin fakirlere dayattigi yasam sekli kölelik.
birde su konu var. cemaatler yardim toplarken belirli bir kesimden yardim topluyor, insanlar verdikleri yardimin nereye gidecegini biliyor. cydd'ye yardimda bulunanlara bu yardimlarinizi basortulu, inancli insanlara vermeyecegiz diye soyleniyor mu? yoksa suleyman mercumek hesabi, almanya'da ki deniz feneri hesabi paralar toplanip diledikleri yere veya diledikleri kisilere vermeleri suc degil mi?
bu baş örtülü kızlara burs verilmemesi konusunda hayatımda gördüğüm en saçma ideolojiyle desteklenmeye, savunulmaya çalışılan dernek. ideoloji şu; ne münasebet onlar bu ülke için tehlikedir, hem onlar zaten birilerinden alıyorlar bursları. bir iki gün önce bir gazeteye röportaj veren hüseyin gülerce bu gülen hareketinin veya sempatizanlarının niceliği hakkındaki tahmininin 6 ila 7 milyon olduğunu açıklamışken. aynı kafa yapısına sahip sayın türkan saylan ve sözlük camiasına, merakımın nazarından kurtulamamış şu soruyu sormak istiorum. madem bu insanlar tehlike, bu 6 milyon, 7 milyon kişiyi kesecek miyiz sayın saylan? kurşuna mı dizeceğiz? tecrit mi edeceğiz? yoksa kısırlaştıracak mıyız? bu 6 milyon kişinin yarın 9 milyon olmasının önüne nasıl geçeceğiz? şimdi sormak istiyorum eeyy çağdaşlığın, modernliğin, atatürkçülüğün yılmaz savunucuları, neden genç, başı örtülü, eğitim almak isteyen kızları bu tehlikenin odağı gördüğünüz gülen cemaati'nin kollarına atıyorsunuz? neden göz göre göre bu ülke için düşman yaratan olduğunu savunduğunuz bu örgütlere, bu yapılara bu kızları hapsediyorsunuz? neden onları eğitmiyorsunuz? neden onları ıslah etmiyorsunuz? çağdaşlık baş örtüsünü çıkartmakla oluyorsa neden onlara da çıkartmıyorsunuz? böyle saçma bir ideoloji olabilir mi? ama sizin, chp'nin türk solu denen, mekanizmanın bütün omurgası bu, çünkü siz hiç bir şey yapmıyorsunuz, hiç bir şey yapmaya da gayretiniz yok. amacınız atatürk şemsiyesi altına sığınıp, gücün, fiili iktidarın sahibi olmak. peki sayenizde 50 senedir akp ve zihniyetinde insanlar tarafından yönetildik, bir 50 sene daha sizin uyanmanızı bekleriz. sizde hala oturduğunuz yerden şeriat geliyor, nurcular geliyor, laiklik elden gidiyor ülke elden gidiyor diye çığırsınız.
yapılan baskında ele geçirilen toplantı notlarından birinde yazılanlar kan dondurucu nitelikte:
--spoiler--
Öğrenci evlerinin sayısını arttırılırken TAÇ-DER'e özel önem verilmesi.
Kız ve erkek arkadaşlarımızın rahatlıkla birlikte kalacakları semtlerin ve konutların seçimine özen gösterilsin. Evlerde kutsallar açıkta bulunmayacak.
Bölge projelerinde Ermeni, Süryani, Keldani, Yezidi zenginliğimizden yararlanmayı ve onları çağdaş yaşam bilincine kavuşturmayı AB benimsiyor. Rotarakların lobileri ve fon konusundaki destekleri bir bilinç göstergesi.
Yönderlik başarılı bir deneyimdi. Yeditepe ile koordinasyona ve Bedrettin beyin görüşlerinin alınmasına özel önem verilecek.
--spoiler--
gördüğünüz gibi melek gibi bir dernekmiş hakkaten.
--spoiler--
""şimdi bazı aklıevveller, çydd başörtülülere burs vermiyor diye feryat ediyor, çydd'yi faşist ayrımcı ırkçı (yuh amınakoyum) ilan ediyor.
arkadaş, senin ağzından çıkanı kulakların duyuyor mu? çydd'ye o burs paralarını ben ve benim gibiler bağışlıyor. "bize zamanında kimse laik atatürkçü diye burs vermedi, cemaat üyeleri her türlü desteği almasına rağmen. bırakın şimdi biraz da biz atatürkçülere, laiklere azıcık destek olalım" diyerekten. bizim arkamızda milyar dolarlık sermaye desteği yok. devletin imkanları yok. kız çocukları okuyabilsin, okul binası yapılabilsin diye maaşlarımızdan kesip bağış yapıyoruz. daha varlıklı olanlar daha fazla bağış yapsın diye kampanyalar düzenliyoruz. anca öyle topluyoruz bu paraları.
müsaadenizle onu da sizinle paylaşmayalım.""
--spoiler--
not: josef k'nın okuma yazma bilmediği düşünülerek tekrar alıntılanmıştır.
bugün aldığım bir mail ile tekrar gündemime girmiş dernektir. hakkında söylenebilecekleri ve eksik, hatalı yönlerini yeri geldikçe belirtirim elbet ama şu komediyi herkesin okuması gerekir sanırsam.
seovi için ön not: dostum, bu gerzek mail'e inandığımı düşünme, aksine, çok güldüm. lütfen sen de ciddiye alma.
--spoiler--
işte ÇYDD'den burs almış bir öğrencinin ağzından şok eden gerçekler...
"Merhaba ben KH.
Güvenlik nedeniyle soyadımı, oturduğum ili ve okuduğum üniversite hakkında bilgi vermek istemiyorum ama memleketim Van'dır. Üniversite son sınıfta okuyorum. 2 gün önce medyadan ÇYDD'ye karşı Ergenekon operasyonun yapıldığını öğrendim. ÇYDD ile ilgili bir kısım medyada eğitim gönüllüleri oldukları ve öğrencilere burs sağladıkları, özellikle kız çocuklarının eğitimi için çaba harcadıkları yazıyordu. Bir kısmında da ÇYDD'nin misyonerlik faaliyetlerinin MiT ve Genelkurmay raporlarıyla sabit olduğu haberleri vardı. Ben de bir ara ÇYDD'den burs almış birisi olarak bu ÇYDD'nin gerçek yüzünün ortaya çıkması için bilgi verme ihtiyacı hissettim ve bu maili göndermeye karar verdim.
Ben Van'da liseyi bitirdikten sonra üniversiteyi kazanıp geldiğim de maddi durumumuz kötü olduğu için çok zorluk çekiyordum. Aynı sınıfta okuduğumuz bir arkadaşım vardı. O ÇYDD'den burs alıyordu bende onun gibi alabilir miyim diye onunla konuştum. O da bana sen doğulusun sana kesin verirler diyerek cesaretlendirdi. Ben de onların bulunduğumuz yerdeki şubelerine gidip görüşmeye karar verdim. Hakikaten beni çok sıcak karşıladılar. Sen merak etme sana her türlü yardımı yapacağız, para, kalma konusunda bize güven dediler. Bir süre sonra bana bir ev gösterdiler burada kalabilirsin dediler ve burs da bağladılar. Evde kızlarla erkekler beraber kalıyorlardı hatta odalar da bile karma şekildeydi. Evde 5 kişi kalıyordu. Evin 3 odası vardı, 2 oda da kızlı erkekli kalınıyor diğer kalan küçük odada da bir kız yalnız kalıyordu ancak zaman zaman eve farklı erkeklerle geliyor ve beraber kalıyorlardı. Çok gece onların kahkahalarından ve gürültülerinden uyuyamadığımı bilirim. Evde temizlik anlayışı pek yoktu. Zaten herkes kafasına göre takılıyor istediği zaman girip çıkıyordu. Ben de bir kızla aynı odada kalmaya başladım. O da doğuluydu. Onu iki yıl öncesi alıp oraya getirmişler ve burs vermeye başlamışlar. Yani iki yıldır onlarla berabermiş. Kız bana hiç aklından bir şey geçirme benim gözüm dışarıda dedi. Tabi bu durumlar benim aile yapıma tersti. Verdikleri bursun bir kısmını sosyal etkinlik için kesiyorlar ve katılmak zorundasın diyorlardı. Parti gibi yapılan ve kırmızı şarap içilen bu etkinliklerde, sohbet grupları kuruluyordu. Bu gruplarda konuşmalara geçilmeden önce, Filipeliler, Markos diye biten ve numaraların okunduğu metinler okunuyordu. Sanki böyle din dersi gibi sohbetler oluyordu ama ben ilk zamanlar onları pek anlamıyordum. Taki 5. Toplantıda bunların incil'in bölümleri olduğunu ve oradan bir şeyler anlattıklarını anladım.
Ben bazen memleketten kalma alışkanlık cumalara giderdim. Cumaya gittiğimi fark eden kız arkadaşım yani oda arkadaşım benden bir süre sonra rahatsız olmaya başladı ve galiba başkalarına söyledi. Daha sonra baskılar başladı ve bunu bırakmamı aksi takdirde bursu keseceklerini ve evden çıkaracaklarını söylediler. Ben maddi olarak çok zor durumda olduğumu benim kimseye bir zararımın olmadığını neden böyle davrandıklarını anlayamadığımı söyledim ancak onlar kararlılardı. Çok zor durumda olduğum için tamam dedim ve bundan sonra cumaya filan gitmeyeceğimi söyledim. Ben böyle söz verdikten sonra bursu kesmediler ancak tam güvenemedikleri için bazen cuma zamanlarında beni çağırıyorlar, görüşmek istiyorlar, böylece beni kontrol etmiş oluyorlardı. O sene böyle gitti.
ikinci sene yine evde kalmaya devam ettim ve bursumda devam ediyordu. Gittiğim ilk sene ramazan geçtiği için oruçla ilgili bir sorun olmamıştı ama ikinci sene ramazan geldiğinde yine bursu kesecekler korkusuyla oruç tutmayı aklımdan bile geçiremedim. Maddi olarak onlara ihtiyacım olduğu için onların her dediğine evet demek durumunda kalıyordum. Ben böyle davranırken bir gün Van'dan teyzem enişteyle beraber tedavi için buraya geleceklerini ve benim eve de uğrayacaklarını söylediler. Ben direk yok diyemedim ama kabulde edemiyordum. Gelmemeleri için çarem yoktu, engelleyemedim. Teyzemler gelip onlarda teyzemleri gördüklerinde şok oldular, buz kesildiler. Teyzem bizim oralardaki normal kadınlar gibi kapalıydı. Ancak bundan onlar hiç hoşlanmadılar ve iki gün sonra senin bize faydan olmaz, sen bize uygun değilsin diye beni evden çıkardılar ve bursumu da kestiler.
işte ÇYDD'nin gerçek yüzü budur. Ne eğitim meraklısı ne de yardımseverdirler. Kendi amaçları için insanların zaaflarından faydalanarak kendi amaç ve hedeflerine ulaşmaya çalışan bir dernektir. Bunu da şundan biliyorum. Hemen hemen ayda bir okuduğumuz okuldaki hocalar ve öğrenciler ile ilgili tüm bilgiler bütün teferruatıyla yazılırdı. Bunlar odasında tek başına kalan o kız arkadaşımız organize ederdi. Bu kız hiçbir kural tanımazdı, hatta ben cumaları bıraktıktan sonra ödül olarak olduğunu anladım, benimle …. Cumhuriyet yürüyüşlerine gitme işini de o ayarlıyordu. Şehir dışına giderken otobüs bileti için falan biz para vermiyordu. Zaten böyle harcayacak kadar durumumda iyi değildi. Ayrıldığım sene o mezun olmuştu, o … sonra ben ona ilgi gösterince bana, orada kal ben kaymakam karısı olacağım dedi.
Bazen kendimden utanıyorum. Ama o zaman maddi olarak çok zor durumdaydım. Mecburdum. Ben kimsenin kötülüğünü istemedim. Onlardan korkmuyorum. Çünkü korkak olduklarını biliyorum. ismimi yazmıyorum çünkü bu defterin kapanmasını istiyorum. Ama bunların çirkin yüzünü herkes bilmesi lazım.
Bu mailimi yayınlarsanız, halka yarar sağlamış olursunuz. Gençler içinde bulundukları zor durumlardan dolayı tuzağa düşürülmesinler."
yaptırıp milli eğitim bakanlığına bıraktığı liseden mezun olduğum * okul hayatım boyunca spor faaliyetlerimin tüm masraflarını karşılamış dernek. kimse de hayatıma müdahale etmedi. kendilerine müteşekkirim.
iddiaların hiçbiri kanıtlanmadığında, hepsinin asılsız olduğu ortaya çıktığında, suçlamaların hepsi düştüğünde ve hatta düşmeden aramaların sonucu ne olursa olsun aihm'e gideceklerini açıklayan dernek. zaten bu açıklamayı yaptıklarının dakikasında, gözaltına alınan bütün yöneticileri ve üyeleri serbest bırakıldı. nutuk'u kanıt diye toplayan, hard disklerin kopyasını bırakmadan, öğrencilerin burssuz kalmasına sebep olan zihniyet ve hatta hard diskleri öğrencileri fişlemek, isimlerini almak için toplayan zihniyetin, yaptıklarının doğru olduğuna ne kadar inançları olduğunu da gördük.
gelişmeleri, vakit ve türevleri gazetelerden takip edenlere duyrulur...
36000 öğrencinin polis tarafından fişlenmesine sebep olmuş dernektir. dernek arama yönetmeliğine ve cmuk a aykırı olarak aranmıştır. bulunan kanıtlarla türkan saylanın darbeye karşı fikirleri olduğu, demokrasi destekçisi olduğu ortaya çıkmıştır.
öğrencilere burs veriyor diye kendisine fazla anlam yüklemiş olan, ülke de rahatça at koşturabileceklerini zanneden, hatta ve hatta devrim yapabilecekleri kanısına varmış olan insanların içinde cirit attığı oluşum. ama unuttukları bir şey var: bu ülke'nin gençleri hiçbir zaman kendilerini para için satmadı, satmazda. bu vatan 30 kupona alınmadı, 3 kuruşa satılmaz. herkes ettiğini bulur.
türkiyede kadınlar çarşafla dolaşmalı,
her aile en az 3 hatta 5 çocuk yapmalı(aç kalsa da olur)
masa sandalyeye gerek yok herkes yerde yemeli,
herkes gecekonduda oturmalı, herkes fakir olmalı ama yarabbi şükür demeli, hayatı hiç sorgulamamalı herkes koyun olmalı anlayışını savunan
"çağdaş" lık kavramının kelimesinden bile nefret eden yobazların tüylerini diken diken eden, tansiyonlarını düşüren kurumdur.
asıl ismi fener ayağına anuna koyduk ortalığın derneği olan topluluktan daha onurlu ve şerefli olan dernek.
hem biri çağdaş yaşayamasa da, öyle yaşamak için çaba verir, diğeri çağdaş yaşama şansı olsa da koyun gibi yaşamayı tercih eder. dedik ya tercih ve kavramları anlama meselesi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), 1989 yılında ülkede herkese eşit bir çağdaş eğitimin sağlanması, böylece bilinçli, eğitimli, evrensel insan, çocuk, kadın haklarına saygılı, çevreye duyarlı, Atatürk ilke ve devrimlerinin aydınlığında, çağdaş bir toplum oluşturulması amacıyla kurulmuş, partiler üstü bir dernektir.
Üyeleri, toplumun eğitimli, ülkesine hizmet etmek isteyen gönüllü insanlarından oluşmaktadır ve ülkenin 96 yerinde örgütlenmiştir. Ayrıca Almanyada,aynı amaçla kurulmuş Çağdaş Yaşam Münster Bölgesi adlı bağımsız bir ÇYDD daha vardır.
ÇYDD, yüksek öğrenim, ilk ve orta öğrenim gençlerine 16 bini aşkın burs vermekte, kırsal kesimde okuma şansı az olan yoksul kızların 5000ine eğitim desteği sağlamaktadır.
ÇYDD, konferanslar, paneller, yarışmalar yoluyla halkın bilinçlenmesi ve bilgilenmesi için çaba göstermekte, yetkin üyelerince çeşitli kitaplar yayınlamaktadır.
ÇYDD, gençler ve çocuklar için çeşitli yaz ve kış okulları, geziler ve çocuk kulübü gibi özgün çalışmalar yapmakta, kırsal kesim projeleriyle, okul öncesi eğitim programları, öğretmenlere hizmet içi eğitim, üniversite ve lise hazırlık kursları düzenlemektedir. Çok sayıda üniversite mezunu bursluları, toplumun önemli noktalarında görev almaktadırlar.
ÇYDD, kendisine karşı toplumda büyük bir güven oluşması nedeniyle, eğitim kurumları yapılması için şartlı bağışlar almaktadır. 1999daki deprem nedeniyle, Devlet, ÇYDDye para toplama yetkisi vermiştir. Bu nedenle, deprem bölgesinde ve deprem göçü almış kırsal kesimde, dernek çok sayıda ilköğretim okulu, çocuklar ve gençler için Rehabilitasyon ve Kültür Merkezleri, Yurtlar ve kadınlar için gelir getirici atölyeler yapmaktadır. Ayrıca, depremzedeler için sosyal konutlardan oluşan bir site yapmıştır.
ÇYDD, işsiz gençlerin ve kadınların meslek edinmeleri, ekonomik özgürlüklerine kavuşmaları, böylece şiddet ve terörden uzaklaşmaları konusunda projeler oluşturmaktadır.
ÇYDD, tüm projelerini, Milli Eğitim ve Sosyal Hizmetler Bakanlıklarıyla ortak protokollar çerçevesinde yürütmekte, bilgi birikimi olan çalışkan, ilkeli üyeleriyle, devletin ulaşamadığı, yeterli olamadığı konularda, halka gönüllü ama profesyonelce eğitim, örgütlenme ve bilinçlenme desteği vermektedir.
ÇYDD, ülkede demokrasinin oluşup gelişmesi konularında projelerini yılmadan sürdürmekte, Çağdaş Türkiye için çalışmak isteyen yeni gönüllülerle birleşerek çoğalmakta ve toplumda dürüstlük, çalışkanlık ve erdemlilik ve Cumhuriyete sahip çıkma konusunda ciddi bir baskı grubu oluşturmaktadır.
kendi görüşündeki kesime burs veriyormuş, sosyal bir yaraymış, misyonerlik faaliyetleri yürütüyormuş, yurtları fuhuş -yuvasıymış vs..
ulan hepsine cevap vermek istiyorum, uzuun bir yazı yazmak istiyorum. aslında bu tip derneklerin tümünün kendi kesimine (normal olarak) burs verdiğini, hatta dernekleri geçtim belediye, başbakanlık gibi devlet kurumlarında bile bursların nasıl dağıtıldığını anlatmak istiyorum. ki bu adamların kendi kesimi olarak tabir ettiğiniz kesimin atatürkçü, çağdaş gençlik olduğunu, beyni örümcek bağlamış, molla zihniyetini 20 yaşında kazanmış, ömrünün sonuna kadar bu ülkeye ve bu topluma hiçbir faydası olmayacak gençlik olmadığını size açıklamaya çalışmak istiyorum. ayrıca bu derneğin suçluluğunun gerçekte olmayan, götten uydurulmuş, tamamen yalan (tanımlamalardan biri belki utandırır diye uzatıyorum) mit belgeleriyle kanıtlandığını tekrardan yüzünüze vurmak istiyorum. aylardır söylediğimiz gibi, ergenekon denen zımbırtının aslında birilerini korkutmak için hükümetin elinde tuttuğu sopa, korkutmak istediklerini içine attığı torba olduğunu tekrar hatırlatmak istiyorum.
amaaa... "bu derneğin yurtlarında kız-erkek karşılıklı odalarda kalıyorlar, fuhuş yuvası gibi" diyen adamın yazdığı bir sözlükte yazmaktan utanıyorum. onunla aynı ülke vatandaşı olmaktan bile utanıyorum.
edit: entrysini silmiş arkadaş, ya da silinmiş. hayırlısı olmuş.
ömrünün en güzel yıllarını çalışarak heba ettikten sonra, emekli oldum madem çağdaş yaşamı destekleme adına yeni nesile örnek olmalıyım düşüncesinden yola çıkarak, bu dernek çatısı altında bursiyer fetişizmine kayan duygularını tatmin ederek geçiren teyzelerden oluşan dernek.
muhataplarına, mütemadiyen biz açık fikirliyiz, çağdaş ve demokratiğiz hissi uyandırmaya çalışırlar ve bunu anlatılamayacak kadar rahatsız edici bir biçimde yaparlar. kafalarında atatürk ve atatürkçülük * birer put ve sabitfikir halini almış durumdadır. islam dinindeki diğer kültürlerin özgürlükçül havasından da pek hazzederler laf aramızda. eğer kendilerinden burs almak istiyorsanız, öncelikle mülakatlarından geçmek gerekir. tabi ki mülakatlarını geçmek de pek zordur. hatatınızı, yaşamınızı didik didik edici insanlardır. güzel memleketimi ayakta tutan onlardır. laiklik elden gidiyor diye, * baş örtüydü, namazdı diye bu tür değerlere sahip çıkanları örümcek kafalı olmakla itham edip, memleket nasıl daha aydın olunur bunun mücadelesini verirler. tüm sosyal meselelerin çözümü onlardadır. doğrusu pek yamandırlar.
yirmi sekiz şubat sürecin de adını çokca duyduğumuz güzel dernek. ulan bu insanlar bizi yanlış biliyor gidelim bi ziyaret edelim demiştim arkadaşalara. lise öğrencisinden rejim düşmanı mı olur olursa nasıl olur bir anlatsınlar bize diyerek. nasip değilmiş. oysa bale kabiliyetim ,tecvite yatkınlığımdan daha fazladır. ergenkon kapsamın da sadece aranmış bir kaç dernek yöneticisi gözaltına alınmış. peh biz derneklerin bir gece kırılarak açıldığını dernek başkanlarının yaka paça ekip otalarına bindirildiğini gördüğümüz için şaşırdık polis ne kadar kibarlaşmış diyerek.
bu aralar hükümetin sevmediklerini içine koyduğu, ergenekon adını verilen torbaya konan dernek.
burs verdiği öğrencilerin de isimleri alınmış. silivri yi biraz daha büyütürlerse o çocukları da içeri alırlar belki.
bakalım devran döndüğünde sizin o cemaatçi derneklerinizin verdiği kaynağı ve alanı belli olmayan burslar için içeri alınacakları nereye koyacaklar. silivri de yetmez o zaman.
mit ve özel kuvvetler komutanlığı'nın zaman gazetesi'nde yapılan habere göre yakından takip ettiği dernektir.
Dünya kiliseler birliği ile para akışları, protestan mezhebi yaymak için misyonerlik yapmaları vs. vs. bulunuyor belgelerde. devletin en "bilen" yerleri buralar.
türkan hanımı uzaktan uzağa izler, sever, gurur duyar, imrenirdim. bu memleket için yaptıkları çok büyük şeylerdi.
şimdi bu belgeler zihin dünyamı da allak bullak etti.
biliyorum zaman'ın haberine itimat etmeyecek birileri. hatta bazı gazete ve televizyonlar bu haberi es geçecekler. mesela dün akşam star tv'nin ecevit'in yakın koruması ve milletvekilinin, "ecevit haberal'ın hastanesinden ayrıldıktan sonra iyileşti" açıklamalarını hatırlatmayıp, haberal'ın yaptığı organ nakillerini hatırlattığı gibi.
bal gibi yönlendirme yapılıyor.
şimdi dernek çıkıp, yok böyle bir para akışı mı diyecek? devletin en üst istihbari birimleri olmayan para trafiğini rapor eder mi?
bu para trafiği varsa ki büyük ihtimalle öyle görünüyor, bu iş samimi atatürkçüleri de düşündürmelidir. eline her tuzluk alana...
olmuyor işte, bu memlekete "hizmet" (!) etmek için erbakan bile nefer oluveriyor yeni baştan. kayıp trilyonun hesabını vermeden, içeride yatamadan... öyle ise müslümanın da artık akıllı olması lazım. eline her tuzluk alana...
bu gidiş bir yerde durmaz ya da durduğu yer çok iç açıcı bir yer olmaz. ülkenin geleceği için her gün biraz daha endişeleniyorum. bahar sevincimiz bile enteresan bir karamsarlığa döndü.
