ismet özel

entry962 galeri video26
    194.
  1. önceden çok kafa yorar, akıl sır erdiremezdim. "yahu bu ironiden başka bir işlevi olmayan nesli kim yetiştirdi ?" , "hem de müslüman falanlar galiba, bak ayet vermiş" derdim. bu sokak delikanlısı tarzını, orhan gencebay takıntısını, popüler kültür ve aksiyon sevgisini bir türlü çözemezdim.

    ha bi' de şu mahalle aşığı tarzı şiirler var. çok çay içip, çok kül tabağı kirleten postmodern çağın çocuklarıymış sadece onlar.
    onlar afilifilintalar'mış, dünyabizim.com'muş, cafcaf'mış.
    onlar müslümanmış.

    işte onların ağababalarıdır ismet özel, sezai karakoç, cahit zarifoğlu ve diğer kankalar.
    bu müslümanların 20'sinde 22'sinde elinden düşüremediği kitaplarmış: 3 mesele ve günlük yazılar. sonra arada bir fizilal-il kur'an ve dört terim var. fotokopi fotokopi ellerinde gezdirdikleri şiirmiş: monna rosa.

    konuyu diğer taraflara dağıtmadan ismet özel'in bu noktada ehemmiyetine değinmek lazım. her ne kadar o kendini "kadirşinas
    itaatsizlik ve tevarüs edilmemiş asalet" gibi artistik bir patinajla tanımlıyorsa da benim onu oturttuğum yer "islami aydın" profilidir.

    nitekim aydın için durmuş hocaoğlu der ki:

    " 'Aydın' kavramı asıl olarak Aydınlanma'nın îcâdı; tâbir 'aydınlanmış' (éclarée, enlightened), aynı zamanda 'fikir işçisi' anlamında 'entellektüel'; Türkçe'deki terim, 'enlightened' karşılığı 'münevver', sonra 'aydın', Âzerî Türkçesinde 'ziyâlı'. 'Aydın' kavramı çok aşırı iddialı, hattâ ukalâca da denebilir; çünkü nûrunu başkasından almıyor, bu îtibarla, "aydınlanmış, nurlanmış"tan ziyâde, kendisi nûrun kaynağı veya bizzat nur. "

    bu minvalde solcular "aydın" kelimesini çok sevdiler. halbuki islamın şifahi geleneğinde "alim" kelimesi hem derunî hem zahirî manada bir öneme haiz idi. alim hocasının dizinin dibine oturur ondan icazet almak için zorluk çeker. alim'in tefekkür edebilmesi için öncüllere yani "vahiy ve sünnet" 'in ilmine vakıf olması gerekmektedir. lümpen ve taşralı doğulu intellect(muhakeme gücü)'nün ellerine çile çekmeden ve eziyetsiz geçtiğini farkedince aydın kelimesiyle hunharca seviştiler. tanzimat ve ondan sonraki dönemde gerçekleşen buydu. düşünürler bir manada megaloman ve çok bilmiş idi -ki bu da toplum içinde intelijansiya'yı temsil ettiklerine dair bir kanı oluşturdu. avrupa'ya gönderilen yüzlerce öğrencinin türkiye'ye gelip mabetleri ve hurafeleri taşlamasının alta yatan sebebi budur.

    ismet özel'de bir dönem sol'a sarılmış bir isim olarak aydın kelimesini benimsedi. bütün bilgisel temelini bir duvara vurup değiştirse bile, değiştiremedeği yegane unsur "megolamania" 'dır. hal böyleyken, islamlaşırken beynini döndüren çarkın asli unsurları değişmemişti aslında.

    bu ağababa ve onların çocukları şu an elde bulunan islamcı nesli yetiştirdi. ve damarlara modern müslümanlık zerketti, hem de bilmeyerek...

    çözüm: önce bu nesillere vicdanlarda dava açmaktır. anti-siyonist veya artistik manevralarla kanayan yaraya derman olmak mümkün değildir. batı'nın minderinde savaşmaktayız hala. ondan sonra yapılması gereken avrupa'nın sıpaları kendi minderimize yani "hikmet" minderine çekmektir.

    gayretler bu yönde olmalıdır. tevfik şüphesiz Allah'tan.
    2 ...