Aytuğ Akdoğan. 18 Ağustos 1992, Kocaeli Karamürsel doğumlu.
ilk defa henüz 17 yaşında çıkarttığı ve Erdal Eren'e ithaf ettiği Ben Hep 17 Yaşındayım (Aralık 2009) adlı deneme kitabıyla isminden söz ettiren Aytuğ Akdoğan aynı zamanda devlet ve vakıf tiyatrolarında iki yıldan fazla süredir aktif olmakla beraber Mavi Jeans, Diesel gibi gençlik markalarına modellik yapmaktadır. Umur Talu, Nilay Örnek ve Tuna Kiremitçi gibi ünlü köşe yazarlarının köşelerinde kitap hakkındaki yorumları ve Cnn Türk kanalında Rıdvan Akar'a konuk olması ile basının ve halkın ilgisini çekmeyi başarabilen Aytuğ aynı zamanda Türkiye'nin En Genç Yazarı unvanına sahiptir.
Yazılarında genel olarak normlara karşı gelip onları eleştiren, toplum bilimini ve ilişkileri ele alan ve karakter analizleri yapıp ruhsal çözümlemelere ulaşmaya çabalayan konuları ele alır. Varoluşçu felsefeyi ilgilendiren konular ve tanrı ve doğa aşkına övgüleri içeren izlenimci yazılara da sahiptir. Subay çocuğu olmasına rağmen ironik bir şekilde antimilitarizmi savunur.
En çok dikkat çeken yazılarından birisi olan "Ve Tanrı ilk Defa Gösterdi Kendini Henüz Yaşayan Bir Çocuğa" adlı fantastik kurgusu ve aydınlanmacı hareketleriyle beğenilen bu ufak senaryosu bugünlerde DOT tiyatrosunda oynanmaya hazırlanmaktadır. Yazıda problemli ve bölünmüş bir aileden çıkan oğlan çocuğu ile tanrı bir rakı masasında karşılıklı sohbet etmektedir, diyalogları oldukça şaşırtıcı ve anlamlıdır. Kitabın son bölümünde yer alır.
Ölüm, yaşam ve intihar gibi kavramlar hakkında yaptığı şu açıklamayla dikkat çekmiştir:
insanın elinde bir intihar seçeneğinin olması güzel bir şey. Mesela bir kuş hiçbir zaman intihar edemeyecek. Çünkü kanatları onu fazlasıyla yaşama bağlıyor. Nasıl atabilir ki kendini koca bir binadan aşağıya? Ancak basınçtan patlayana kadar yukarı ve daha yukarı uçması gerekli ölmesi için ya da gene yükseklerde bir yerlerde bir uçağın onu katletmesini beklemeli. Bizim kanatlarımız yok ama ölüm konusunda onlardan daha özgürüz. Tabii onlar olan bitenlerin ne kadar farkındalar ki daha fazla yaşamak istemesinler tartışılır. Bu dünya pek de hoş bir yer değil hatta bazen tanrıya "Olmamış bu!" demek istiyorum ama sevilebilir. Bu yüzden artık bu tür şeyleri düşünmemeyi düşünüyorum...