futbolun sıkıcı olması durumu yıllardır mevcuttur. yeni bir durum değil. amerikalıların bu sporu sevmemesinin nedeni zaten düşük skorlu olmasıdır. ( bezbol hariç onların ata sporu ) yıllardır futbolun temel taşının defans olduğu olgusunu görememek zaten futboldan anlamamak demektir. dünyanın hiç bir spor dalında beraberliğe puan verilmez. ya yenersin ya da yenilirsin. ( basketbol hariç zira kaybedilen takıma verilen bir puanı hala anlamış değilim, kazanana 2 puan verildiği düşünülürse ) takım sayısını düşürmek futbol kalitesini arttırmaz zira en iyi örnek iskoçya ligidir 12 takımlı ligde iki takımın dışında varlık göstermek mümkün değildir. futbol tarihi boyunca 3 lü 4 lü hatta 5 li savunmalar denenmiştir. hatta eskiden ofsayt taktiği yokken liberolu sistem mevcuttu en ünlüsü için (bkz: franz beckenbauer)
brezilyalı arkadaşların icadı savunma bekli tandem sistemi ile ( ki bu sistemin icadı gol atmakta sorun yaşamayan ancak 74 dünya kupası sonrası düşüşe geçen takımın savunma zaaflarının kapanması amaçlanmış bunu en iyi uyguluyan teknik direktör olarak (bkz: carlos alberto parreira) ile dünya kupasını kaznamıştır ) kupalara ambargo koymuştur. tabi ki bu sistemi en iyi uygulayan takım doğduğu ülke brezilya değil italya olmuştur. sürekli 1-0 kazandığı maçlar ile 86 dünya şampiyonu olması en büyük örnektir 2006 yı ise nasıl kazandığı bellidir. buffonun sadece bir gol yediği onunda penaltıdan olması her şeyi özetler aslında.
tüm bu örneklerin sebebi futbolun yıllardır ilk hedefinin savunma olduğu gerçeğidir 2004 avrupa şampiyonu yunanistan örneği ile buna son vermek istedim.