babaannem, üç kız torununu hamama götürdü; büyük oğlunun kızı (14 yaşında), küçük oğlunun kızı, (15 yaşında*), kızının kızı (13 yaşında)...
sevapmış, herkes yakaladı yıkadı bizi; kaynar sularla haşlayarak ve sanki mistır masıl gibi umarsız kirlerle karşılaşmış gibi keseleyerek...
bir kadın geldi sonra, dedi ki "bu büyük kız* olmuş, evermek lazım!" babaannem de "evet" dedi. kadın, torununa beni istedi ayaküstü. babaannem ayaküstü verdi. hoppaa, gelin oldum mu ben?!
anlaştılar ettiler, hafta sonu kız isteme töreni olacakmış!
kadın beni seviyor, okşuyor, "maşallah, pek de boylu, pek de ince, koca memeli kara kız" diye seviyor, "öp elimi bakayım" diye emirler veriyor, "gelinimsin sen artık!"
ben verediyorum ağlamayı, okuyorum daha, sanıyorum ki haftaya evleneceğim... kuzenlerim de benimle paylaşıyor korkuyu ve çaresizliği, hep birlikte zırıl zırıl ağlıyoruz.
hamam sefası bitiyor, zeytinyağlı sarmalar, köfteler, su börekleri türküler eşliğinde yeniyor; biz hâlâ kenarda gözüyaşlı.
"ne oldu?" diyor babaannem... bir cesaret "ben okuyorum." diyebiliyorum.
kadın geliyor, "şaka şaka, inandın mı yavrucum?" diyor bana, gülüyor.
