ya filmler iyiye gidiyor ya da ben alışıyorum. olayların özünü feda etmeden hem de basitçe uyarlanmasından, karakterleri iyi yansıtmasından dolayı en izlediğim en iyi harry potter filmlerinden biriydi, saçımı başımı yoldurtan hiç bir sahne olmaması da bunu gösteriyor. senaryodaki kitaptan sapmalar bile helal olsun dedirten cinstendir, öncekiler gibi cinnet geçirtenlerden değil.film, ölüm yadigarları hikayesini anlatma şekliyle 10 üzerinden 10 almıştır. hem çok basitleştirmiş, hem de hakkını vermişler. voldemort'un hiç karizmatik olmayışı beni rahatsız etmeye devam ediyor ayrıca snape'e çok çok az yer verilmiş, bunun 2. bölümdeki snape overdose'una bir hazırlık olduğunu umuyorum. ron'un radyo dinleme meselesinin altını o kadar çizmişken, ikizlerle lee'nin radyo programını es geçmeleri ise hayal kırıklığı idi. luna'nun babasına bayıldım, kendisi evleri, hikayeyi anlatışı mükemmel olmuştu. harry ve hermione'nin dans sahnesi hem estetik değil, hem de harry'nin hermione'ye yazdığı gibi bir imaj veriyor bu da bir ron'cu olarak beni rahatsız etmekte. ayrıca harry'nin her zamanki gibi ron ve hermione'nin sarılmasına 3. olarak maydanoz olmasından bahsetmiyorum bile. bu arada iğrenç ve yıvışık olmasını beklediğim fenrir greyback'in karizması beni benden aldı. bellatrix ise tam olması gerektiği gibi, helena bonham carter kendini rolüne iyice kaptırmış görünüyor. ikinci kısmını sabırsızlıkla bekletendir, bu da tanım.