hani sen hep derdin ya bana 'o minik ellerinle sen yemek de yapamazsın balık da tutamazsın, açlıktan ölüceksin' diye..
o minik ellerimle naptım biliyo musun?
mezarının üzreindeki tozları temizledim.
tek tek
hiç tahmin etmezdim böyle bi şey yapıcamı..
bi de biraz papatya bıraktım sana. senin papatya bahçesinde fotoğraflarını çekicektim ben abi..
niye gittin ki yani bence 'papatya sevmiyorum uyuzcum, alerjim var' falan gibi bi şeyler yeterli olabilirdi.
niye gittin ki yani bence beraber çok güzel zamanlar geçirebilirdik, sen protezler takılınca hep gelicektin izmire?
seni götürücemi söz verdiğim yerlerden her geçişimde içim kötü oluyo biliyo musun?
ama ağlamıyorum. sen beni ağlarken gördüğünde hep çok kızardın. senden başkasına da anlatmadığım için çoğu şeyi ağlamamı durdurmaya çalışmazdın, ama yine de kızardın. beni ağlarken görmeye dayanamıyodun di mi?
'üzülme minik danam, sensizliği haketmiş o', 'üzülme minik danam, senin hayatında olabilecek düzeyde değil o'
düşündüm de.. çok boş şeylerle doldurmuşum zamanımızı
--seninkilerle kıyaslayınca zaten dertlerim çiçek bahçesinde kırılan bi dal gibi duruyor--
bence beraber daha fazla film izleyebilirdik
amerikaya gitmeyebilirdim
seninle olabilirdim abi
gerçekten çok canım yanıyo
sözünü dinlemeyi de öğrenemedim abi
hala aynı hataları yapan o bebek buzağınım ben
seni özlüyorum abi
ve evet, sözünü dinlemiyorum. hala ağlıyorum. hala unutmuyorum.
ben seni çok seviyorum.