--spoiler--
sırf şu savaş sahnesi için izlediğim film. hani fragmanına bakarak güzel yapmışlar galiba dedim. çok saftirik de değildi tabi ama beklediğim kadar da güzel değildi. en başta çok kısaydı.
savaş sahnesi haricinde film aynı tas aynı hamam. jacob-bella-edvırd üçgenindeki garip ilişki yumağı insanı hem bayıyor hem küfrettiriyor. gerçi ara ara jacob'un edvırt'a laf sokması ve daha da öteye giderek üçü aynı çadırdayken godoş edvırt'ın da izniylen bella'ya arkadan dayaması insanı başka boyutlara sürüklemesi sebebiyle ilgi çekiciydi. bunlar haricinde serinin tümünde olduğu gibi ashley greene (alice) yine gözlerimin pasını sildi. en azından benimkini sildi. malum edvırt ve çal bella'nın bayık surat ve bakışlarından bunalan bana ilaç gibi geldi.
kurtlarla vampirlerin ortak çalışması da hoştu. bir de şu edvırt bella buluşmalarının geçtiği bazı alanlara bayıldım. onlar ne güzel doğa manzaraları be gardaş? insanın orada olası geliyor.
şu en son'da savaş'ta öldürülmeyen newborn vampir bir kız vardı. bizimkiler onu korumadığı için üzüldüm ve bayağı bir sinir oldum. umarım ölmemiştir. bu kızın öldürülmesi emrini psikopata bağlamış olan sarışın verdi ya. bayağı garip hissettim şu i am sam ve man on fire'DAki cimcime böyle sayko olmuş diye.
neyse işte! son olarak "yetiş ya blade yetiş ya day walker" diyorum. şu edvırt ve bella'dan yahni yaparsın inşallah.
--spoiler--
not : edvırt ve bella'dan hoşlanmayanlar vampires suck filmine bakabilirler. kisiyle fena dalga geçiliyor. ayrıca bella-edvırt iklisi daha yakışıklı ve güzel olan oyuncularla oynanıyor.
