taraftar ruhunun sahadaki can bulmuş hali. en çok ona kızıyoruz kötü oynadığında, en çok ona sitem ediyoruz pas hatalarında ama biliyoruz ki biz maçı tribünden ya da stadtan izledimizde ne hissediyorsak tuncay'da o maçı oynarken aynı şeyleri hissediyor bizimle. sadece tezahürat yapmak, kızmak ya da sinirlenmek yerine bütün tepkilerini koşarak gösteriyor. belki bunu söylemek için çok erken ama tuncay 50 sene sonra bir fenerbahçe marşı bestelenirse, cihatlar, canlar,fikretlerin arasına girecek, attığı ya da attırdığı gollerle falan değil taraftarın ruhunu, isyanını, sevgisini, öfkesini bizzat sahaya yansıtabildiği için. şu takıma kim alınırsa alınsın, kim ne kadar müthiş bir hareket ya da gol atarsa atsın tuncay'ın yüzündeki o yakın çekim ifadesi kadar hiç bir şey fenerbahçe taraftarını etkilemeyecek. o, yenilgiden sonra sokağa çıkmayıp odasına kapananan bir çocuğun hüznünü de, kazanılan bir maçın vakur tavrını taşıyan bir yeniyetmenin de, düşen bir rakibe bütün içtenliğiyle "inşallah yoktur bir şeyi" diyen bir fenerli annenin de, takımı ve tribünleri sakin olmaya çağıran yaşlı bir fenerli amcanın da temsilcisi. tuncay büyük bir kulübün büyük bir kitlenin bütün ruh hallerinin sahadaki kanlı canlı koalisyonu. ve iyi ki var ve iyi ki 10 numara...