hayatında hep sefilleri oynamış, giyecek ikinci ayakkabısı olmadan hayatının büyük bir bölümünü geçirdikten sonra yavaş yavaş para kazanıp, hayal edilen donanımlara sahih olduktan sonra, son olarak bir araba alınır,
artık minibüse binerken cebindeki parayı kontrol etme gereksinimi duymadann istediği yere, istediği zaman, istediği saatte gidebicek bir duruma gelinmiştir,
nerdeyse bir asgari ücret ile aynı fiyatta tekabül eden takım elbise ve aynı değerdeki cep telefonu ve aksesuarlarıyla vede cebindeki ikiye katlandığında 2.5 cm gelen banknotlarla artık yıkılamaz bir duvar gibi durmaktadır.
gün gelir bayram olur.
akrabalardan oluşan bir grup ile o gözün gibi baktığın arabaya binilir, dakkika bir gol bir küt!
+yenge biraz yavaş kapatırsan sevinirim.
- ay pardon ben kapanmaz sandıydım.
neyse bir iç çektikten sonra arabaya binen başka bir servet düşmanı pezevenk,*küt!
+abi yavaş lütfen, biraz yavaş.
-tamam len!
+ama zarar veriyosun arabaya.
gidilmek istenen yere gidilmiştir, arabadan inilir.
küt!
''lütfen kapıları biraz yavaş kapatınız'' diye bir uyarı yapıldıktan sonra beyinde kopat fırtınalar ve enteresan küfürler eşliğinde arabadan inilir.
dönüş için arabaya tekrar binilir. küt!
artık geri nönüşü olmayan yola girilmiştir.
+yavaş kapatın lan kapıları artık, gevur malımı lan bu!*
-.......
(bkz: ben bugün bunu yaptım)