Önce bir türban tartışması ortaya atıldı sonra kademeli olarak bu alevlendi(rilidi).. Kimi iyi niyetliler ninelerimiz de takardı neyin tartışması bu dedi.. Kimi kötü niyetliler ve onlara inanan iyi niyetlilerin de dahil olduğu bir grup bir dinsel tercih olan baş örtüsü için imha planları uygulanıyormuşcasına tepki gösterdi.. Okullarda , kamusal alanlarda özgürlük , demokrasi diye bağırarak serbest bıraklımasını istedi.. Bunu isteyenler ya çok iyi niyetliydi ya da farklı bir tutum izleyip baş örtüsü takmayan insanları onların kendine yapıldığını savundukları baskılarla alt etme çabası içindeydiler.. Hem de kadrolaşmaktan , ötekileşmekten yakınırken.. Öyle görünüyor ki dahil oldukları cemaatler kamu alanında söz sahibi olsun, destekledikleri parti sağolsun eğitime istedikleri şekilde yön verebilsinler ki tekrar destekledikleri parti sağolsun , var olsun istediler.. Ülkemizde siyasi partilerin izledikleri yol cemaatlerin öğrenci yurtlarından yoksullara belli amaçlara yönelik yardımından , öteki! mantığını yerleştirerek adeta bir misyoner edasıyla takım tutururcasına yandaş kazanmaktan geçtiği zaman bu tür siyasi partilerin fikir ve düşüncelerini kitlelere aksettirmedeki acizliği gün gibi açığa çıkıyor.. Yazık.. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün portresi önünde TBMM kürsüsünde ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine getireceğiz diye açıklamalarda bulunan siyasetçiler neden rol model olarak aldıkları Mustafa Kemal'in uzak durduğu (halkın değil de) bu tutumun baş uygulayıcıları olarak boy göstermektedirler? Yarın öbür gün bu kişisel ve doğal farklılığı (baş örtüsü takıp takmama) baş siyasi emel olarak ortadan kaldırma çabası içine girenler baş örtüsü takmayan müslüman sayılmaz , müslüman sayılmayanlar da bu topraklarda barınamaz tarzı nidalar atabilirler.. Duygusal bir toplum olan ve kuruluşu da bu duygusallıkla paralellik gösteren bu ülkenin toprakları üzerinde yaşayan Türk milletinin bir ferdi olarak ; onca görselliğin , rakamların , cemaatlerin , yardımların vs üzerinden yapılan siyasetin amacı izlenen bu yoldan ötürü dahi miğdemi bulandırıyor. Ayrıca hiç de objektif gözükmüyor.. Çeşitli tartışmaların içerisinde '' ha şimdi madem objektiflik ozaman...'' diye cümleler kurup karşılaştırma yapan tüm herkesi ülkemizin toplumsal siyasal sağlığını tehdit eden unsurları belirlemede objektifliğe davet ediyorum.. Bu zihniyete karşı gelen öğrenciler okuldan atılıyor , öğretmenler de işlerinden oluyor.. Bir insan görüşünü hatalı şekilde savundu , sinirlerine hakim olamadı , fevri davrandı diye konumunuz buna müsait diye adeta strateji güderek kin ve nefretle hayatıyla oynayamazsınız.. Umarım muasır medeniyetler seviyesine giderken izlenen bu yol muasır medeniyet in tanımını ortadan kaldırmaz.. Saygılarımla..