ilk yılımı milwaukee bucks'ta kazasız belasız atlattım. puanlarımı da artırdım. gelin gelelim play-off göremedik.
ikinci yılımda dwight howard gibi bir hayvan kadroda olmasına karşın, yedekliği benimsediğim için, orlando magic'le anlaştım. bu yıl kenardan gelip önemli katkı yaptım. kirk hinrich'i 6. oyunculuktan ettim. daha sonra da takımdan gönderildi zaten. bu yıl kendimi bayağı bir geliştirdim. play-off'a kaldık. boston celtics'la eşleştik. üç büyüğün yanında rondo ve benim tüm özelliklerine abanarak yarattığım hayvan da kadrosundaydı. ilginç bir şekilde gene eledik. ve finâle çıktık. finâl daha kolaydı ve şampiyon olduk. play-off'larda takımın en iyisiydim.
üçüncü yıla ilk beşte başladım ama asıl yerim olan pivot değil uzun forvet oynatılıyordum. azmettim ve mevsimin yarısına gelmeden 5 numaraya yerleştim. overall puanım howard'ı geçtiği için artık pivot oynuyor ve üstüne üstlük takımın birincil adamı oluyordum. gelişmem tavan yaptı. maç paşına 1400-1600 arası puanlar toplar oldum. 5 dakikalık çeyreklerle oynamama karşın 26 sayı 7 reb. 2 blok ortalamaları tutturdum. içerden, alçak posttan ve yakından (potanın 3 metre yakını) atışlarımın tamamı 99 olduğundan saldırı sırasında hiç zorluk çekmedim. standing dunk ve dunk da yüksek olduğundan çok çok kolaydı işim. bu dönemde fundamental ve hız gibi konulara eğildim. artık nba'deki en hızlı pivotlardan biri olduğumdan tutan adamı geçip çembere çok kolay gider oldum.
gene play-off'lardaydık. bu kez takımın sahaiçindeki patronu bendim. 31 sayı 8 reb 3,5 asist 3 t.ç. 3 blok ile oynadım (hatırlatma: çeyrekler 5'er dakika). play-off'larda yenilgi yüzü görmeden şampiyon oldum. finâllerin en değerli oyuncusu seçildim. overall puanım 98 puana çıktı.
gelelim işin püf noktalarına:
pivotsanız savunmada blok yapmayı ve rebound kovalamayı sakın ihmâl etmeyin. yüksek atletik yetenekler bunun sırrı.
top çalma özelliğini benim gibi 99'a dayarsanız iyi olur. karşı karşıyayken top çalmak çok zor olmasına karşın rakip oyunkurucu top getirirken arkasından yaklaşıp topu çalmak oldukça kolay. çoğu oyunkurucu bu tip durumlarda üst üste top kayıpları yapıyor. bu yöntemle 6-7 top çaldığım maçlar oldu. topu çal, topu sür, smacı vur. bir anda notunuz çok artıyor.
saldırı konusunda; üçlük atacağım diye fantezi yapmayın. yakından atmak çok daha yüzdeli. son play-off'larda %85'le başarıyla şut attım.
top yakalamak ve top güvenliği çok önemli. hands ve ball security'yi yükseltin.
oyuncunun mevkiîne göre belli özelliklere daha çok abanın. bırakın üçlükleri başkası atsın. siz içeriden çalışın.
takım arkadaşınıza "yardıma gideceğim" diye abartmayın. adamınız boş kalınca genelde zırt diye topu ona atıyorlar. bir de takım arkadaşınızın savunduğu elemana hamle** yapıp başarısız olursanız, ki genelde olursunuz, sizin adamınız bomboş kalıyor. yardıma gittiğiniz arkadaşlarınız genelde size yardıma gelmiyorlar.
top sürerken olabildiğince düz takılın. crossover falan yapmayın. yoksa topun kontrolünü yitiriyorsunuz.
maçın ilk dakikalarında tuttuğunuz adamı iyi analiz edin. top ona ne sıklıkla atılıyor? savunmada neler yapıyor? hızı ne durumda? şut menzili nedir? bunların tamamı önemli. üçlük atabilen uzunlar cidden karın ağrısı yapıyorlar. menzilin dışında top alan adamlara da blok yapmaya kalkmayın.
hızlı olmak hem savunma hem de saldırı için önemli. hızlı olursanız sizi tutan kişi sağa-sola gidişlerinde size yetişemiyor. yanından geçip potaya gitmek oldukça kolaylaşıyor. savunmada ise yardıma gitmek, pozisyon almak falan hep hızla ilgili. mental başlığındaki özelliklere puan dağıtmak işe yarıyor gibi görünmese de overall puanınızı çok etkiliyor. bu özellikler düşük puanlarla yükseldiğinden ucuz yoldan overall puanınız yükseliyor.
yarattığınız her oyuncunun farklı bir şut ritmi var. serbest atışlarda bu çok daha ortada olsa da tüm şutlarda önemli. oyuncunuzun şut ritmini, düğmeye ne kadar basmanız gerektiği gibi konulara shoot around ile alışın. özellikle dış atışlar kullanacak oyuncular için bu şart. yoksa 15'te 0 gibi şut oranları yakalarsınız. ayrıca oyuncunuzun nerelerden daha rahat şut attığını, nerelerden şut puanının yüksek olduğunu aklınıza kazıyın. çok zorunda kalmadığınız sürece menzili dışından şut atmayın. hatta zorda kalırsanız da atmayın. bırakın top elinizde patlasın. bir kere orta menzilden şut attım o da son saniye şutuydu. şansıma bakın ki girdi. iki kere de üçlük denedim. biri feyk atarken yanlışlıkla zart diye elimden çıktı ve bala göte girdi. diğerinde ise o kadar boştum ki "bir deneyeyim" dedim. tesadüfe bakın ki girmedi.
şutları zorlamayın. hele hele ikili sıkıştırma gelirse boştaki adamı bulmaya çalışın. özellikle uzun oynatıyorsanız. uzunlardan biri top aldığında diğerinin savunmacısı yardıma geliyor. boşta kalan arkadaşınız da potaya gidiyor. böyle bir durumda pas verirseniz hem iyi pas hem de asist için artı puan alıyorsunuz.
şimdilik bu kadar sevgili sözlük okur ve yazarları. atladığın/farketmediğim bir şeyler varsa aklıma geldikçe yazarım. kendinize iyi bakın.