Kimi isteyerek-severek, kimi ne olduğunu bilmeden, kimi kendini göstermek için yıldönümü kutlarlar, dizboyu pisliklerin karanlıklarında dolaşır dururlar...
Düştü can evime dördüncü cemre
Dünyayı üçüncü gözümle gördüm.
Dörtyüz seksenbeş gün çekti her sene
On altıncı aya takvimsiz girdim.
27 Mayıs darbesinin ismini Hürriyet Bayramı koyan korkak, pısırık, kendinden ve geçmişinden habersiz sapısiliklere az mı öfkelendim ki?
Amma hiçbir faydası olmadı...
Senede bir gelen Ramazan Bayramımızı Şeker Bayramı diye değiştiren haydutları baş tacı ettiğimiz günleri hatırlarım... Şu anda bile daha seviyeli bir toplum inşa edemedikse, suç muarızlarımızın değil, bizimdir, bizim zannettiğimiz tenekelerindir...
Acemi tavlar ekeler/bedeni yuttu lekeler/başımızda tenekeler/Taç değil mi gardaş? TAÇ...
Namaz kılmak yasak amma/Paşa girer eyler dua/Kim laiklik derse buna/P... değil mi gardaş?/P..ç.
Ben ömrüm boyunca risk almış bir insanım... Hukuk var diyoruz ya, çok öncelerde bugünküne bakarak vardı o mübarek...
Bazı çok tanınmış, eh... biraz da mason ise, uçan kuşu, düşünen başı mahkemeye veriyor... Ne yazık ki kazanıyor da...
Kim nasıl bayram yapsın? Söyler misiniz?
Aydo'nun ücretli uşakları adalete karşı duruyor, hakkaniyete karşı çıkıyor, muhtemelen iki bayramımız var onları da yok sayacaklar yeterse güçleri...
Yürüyün BODRUM'a gidelim...
Bodrum, gerçek Müslümanların itibar etmedikleri bir mekândır... Lakin civcivi tüylenen her kesimden zibidi fırsat bulursa gidip gayrimüslim usullere göre tatilini yapar, bayram der nasıl bayramsa...
Her halükârda bu bayram bizim bayramımızdır...
Kurban kesseniz de, kesmeseniz de eğer Müslümansanız bu bayram sizin bayramınızdır...
Allah (c.c.) bayramınızı hayırlı-uğurlu eylesin...