cevabının inançtan inanca değiştiği sorudur. diyanet işleri başkanlığı şunu söylemiştir.
''kurban ibadetinin asıl amacı allahın rızasını kazanmak ve ona yakınlaşmayı arzu etmektir. kurban kesen, bu ibadetiyle allaha yaklaşmış ve onun hoşnutluğunu kazanmış olur. kurban, aynı zamanda bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma örneğidir. kesilen kurbanlardan maddi olarak daha çok yoksullar yararlanır. görüldüğü gibi bu ibadetin ruhunda hakka yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır. kurban; -fıkhi hükmü ne olursa olsun- müslüman toplumların simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri dini hayatımızda önemli bir yer tutmaktadır. kurban, bir müslümanın bütün varlığını gerektiğinde allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun sembolik bir ifadesidir.
i̇slam dini; ferdi, ruhi-derûni hikmetlere ve insanî erdemlere ulaştırmayı öngörürken; toplumlar için, birleştirici ve bütünleştirici bazı emir ve uygulamalar da getirmiştir. i̇slam dininin bu üstün özelliği, zekât, hac ve kurban gibi sosyal boyutlu malî ibadetlerde, daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. bu ibadetler başlangıçtan bütün müslüman toplumlarda, genel esasları ve özü hiç bir değişikliğe ve müdahaleye uğramadan devam etmiş ve yeni nesillere intikal ettirilmişti.''
tanrı'ya, yakın olmak için hayvan kesmek gerekiyormuş. gariptir.
sosyal yardımlaşmadan bahsediliyor. kesilen hayvanların onda biri dağıtılıyor, geri kalanı depolanıyor. kilosuna göre hayvan alınıyor. kilosuna göre para ödeniyor. pazarlık yapılıyor. yani kimse, mal varlığını tanrı için feda etmiyor.
kişi bütün bir yıl boyunca, günahkar olmasına rağmen, gösteriş uğruna mali ibadetleri yapmaktadır.
bütün bunları kabullenen insan için şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır: tanrı sadisttir.
kendi yarattığı kulları, cehennemde yakacak, kendisine inanmayanları ''öldürün'' diyen, kendi yarattığı hayvanları yine kendisine inanan insanlara, ''benim için kesin'' diyen bir tanrı, sadisttir. böyle bir tanrı kabul edilemez.