burada genetik kodlarımıza işlemiş ataerkil bir ahlak anlayışından söz ediyoruz. ancak bunun eleştirisini yapan birçoğununda bilinçaltında yatan duygunun kaynağının ''bütün sevgililerim versin ama karım bakire olsun'' türünden bir motto olduğunu düşünüyorum. bunun aksi olan anlayışı sindirmek kültür ve yaşam paradigmanı köklü bir devrimle kökünden değiştirip yaşamının her alanına uygulamakla mümkündür. kendisini kocasına saklamasın istediği gibi cinselliği yaşasın diyenlerin sınırlarını merak ediyorum. ahlakın subjektif bir lüks mü objektif bir gerçeklik mi olduğu konusu hala tartışma alanıdır. hayvanlar bile bu konuda ikilik yaşamaktadırlar. mutluluğun varolmanın keyifli şekilde devamının tek bir formulü olduğunu düşünmüyorum. bülent ortaçgil'in dediği gibi istasyon insanları burdalar tesadüfen, aynı rüyayı görüp farklı yerlere giden.