her bölümünü kaçırmadan izlediğim, sırf onun için perşembe akşamlarını boşalttığım bir tanecik dizim.
herkes aşağılamış, ezmiş ama hiç hissedeniniz olmadı mı dizinin içindeki saf duyguları?
bir kere o kadar soyut bir dünyayı somut dünyayla öyle güzel birleştirmişler ve sunmuşlar ki; buna bile saygı duymak gerekir.
nana'nın hissettiği duygular, simge'nin sembolü olduğu kötülük ve en önemlisi her bölümü gülerek ve mutlu bitiren oyuncular. yılan gibi kuyruğunu kovalamanızı zorlayacak bir merak duygusu uyandırmıyor insanda diğer diziler gibi; sorun bu mu?
çok tekrar veriyorlardı doğru. hatta artık ezberlemiştim repliklerini çünkü görünce dayanamayıp izliyordum. olsa yine izler miyim?
hem de hiç gözümü kırpmadan.
bir kere çok güzel anılarım var bez bebek yayınlanırken yaşadığım, çok sevdiğim insanla tanışmamı sağlayan. böyle anlamlı bir dizi hiçe sayılmalı mı?
finalini yastığıma sarılıp ağlayarak izlemiştim. çünkü artık o hatıralarıma beni bağlayacak köprülerden biri daha yıkılıyordu.
ve gitti...
bitti diye herkes mutlu ama biraz olsun önyargısız yaklaşıp izleseydiniz keşke. çok değişik bir dünya var içinde.
not: ironi yapmak için yazmadım, gerçekten seviyorum bez bebek'i.