yaşamayı sadece nefes almaktan ibaret görmemek, düşmek,yaralanmak, kanamak ve buna rağmen pes etmeden inatla hayata sarılmak olarak algılayan insandır yaşayan. yaşadıklarından birşeyler öğrenebilmesi de hem kendini hem başkalarını anlayabilmesinin önünde everest dağı gibi duran yargılarından kurtulmasına bağlıdır. birine ulaşmadaki en büyük engelin yargı olduğunu anlayıverirsiniz içini tüm çıplaklığıyla sana açan birini gördüğünüzde. o noktada yol ayrımındasındır anlamakla yargılamak arasında. anlamak için de yaşadıklarından birşeyler öğrenmiş olman gerekir ki o yol ayrımında acıtan yola sapmayasın.
yargılamak öğrenmenin önünde duran, yaşamı kaçırmamızın müsebbibidir. zira bir şarkının da dediği gibi;
nefes almak değildir yaşamak
düşünmek ve hissetmektir yaşamak.