içini açtığında yaşanan sarsıntılardan kaçan yazardır.
içindeki, onu anlayabileni bulana dek içinde kalmalıdır, en doğrusudur. anlamayana açılmanın mantığı yok ki.
bırak yüzeysel, derinlik yoksunu sansınlar. bırak duygusuz bilip acıdığını düşünemeyecek kadar bassınlar acıyan yerine... onlar acımakla sevmeyi aynı kefeye koyarlar. yanıldıklarını acıdıklarının mutluluğundan rahatsız olduklarında bile anlamazlar.
oysa acımak değildir birini sevmek.
kısaca zaten günlük yaşamda boğazına kadar boysürmüş olan yapaylıktan bunalıp, sanalda elinden geldiğince uzak durmaya çalışan en samimi yazardır. tek kusuru kalabalıklara balıklama dalamamasıdır. her insanın içindeki öküzün farkında olan ürkek bir kuş olmasıdır. o bir civadır,ürktüğünde bölünüp dağılır, sadece samimi bir yürek onu avcunun ortasında birleştirebilir.