can sıkıntısı, belirsizlik, ve uzun süredir devam eden hastalığın bileşimiyle akşam 8 gibi dışarı çıkılır. biraz gezilir. pakette ki son 4 sigara farkedilir. cepteki para sayılır tam 7 lira 65 kuruş çıkar. 7 lira sigara için yeterlidir. 65 kuruşta cep harçlığı kalacaktır. havanın güzelliğini değerlendirmek adına parktaki bir banka oturulur. cadde karşıya alınır. insanları izleyerek bir sigara yakılır. bu sırada göze otobüs durağındaki eleman çarpar. çok normal bir insan olmadığı her halinden bellidir.
25 yaşlarında, üzerinde yırtık, kendine büyük gelen bir montla durağın yanındaki kaldırımda oturmaktadır. her otobüs geldiğinde otobüs şöförüne bir şey sormaktadır, daha sonra tekrar oturmaktadır. öncelikle hangi otobüse bineceğini bilmeyen birisi sanılır, sigaraya asılmaya devam edilir.
yaklaşık 20 dakika sonunda rutin olarak otobüs şöförleriyle konuştuğu farkedilir. elemanın yanına gidilir:
vendetta: selamın aleyküm.
eleman: aleyküm selam abi.
vendetta: nereye gideceksin sen birader?
eleman: beyazşehire gideceğim abi.
vendetta: eee, bu otobüslerin çoğu geçiyor ordan, neden binmiyorsun?
eleman: param yok abi, biletimde yok, soruyorum binebilir miyim diye, almıyorlar.
vendetta: bana abi deme birader, yaşıt sayılırız. gel bi sigara ikram edeyim sana. dertleşiriz biraz.
eleman:abi sigaraya hayır demem, ama neden benimle dertleşeceksin? ben derman bulamam ki.
aha, tam ihtiyacım olan şey. benimde cebimde yok denecek kadar az para var. uzun süredir beklediğim fırsat ayağıma geliyor. dertleşelim çünkü bir daha birbirimizi görmeyeceğiz. ben düşündüğüm her şeyi sana açıkca söyleyebileceğim. zira çoğundan bir bok anlamayacaksın, ben içimi dökeceğim, sen içini dökeceksin bir daha karşılaşmayacaz. bundan samimi ortam mı var lan?
sigara ikram edilir. utangaçlığı geçsin diye bir kaç soru sorulmaya başlanır:
vendetta: adın ne?
eleman: mustafa.
vendetta: ben vendetta. mustafa burada ne yapıyorsun?
mustafa: abi ben her gün buralardayım. (bu esnada sigaradan bir nefes çeker, öksürük nöbetine girer)
vendetta: hiç hastaneye gittin mi? kötü öksürüyorsun, astım bronşit falan var heralde sende.
mustafa: abi geçenlerde öksürürken kan geldi. biliyorum hastayım, bilerek gitmiyorum hastaneye.
vendetta: niye?
mustafa: ecelim gelirde erken ölürüm belki diye.
vendetta: o ne demek lan? ne ölmesi daha?
mustafa: abi ben her gün buralara geliyorum, beni zorla dilendiriyorlar. iş aradım bulamadım, evde yaşamak istiyorsan dileneceksin dediler.
vendetta: dediler? kimler dedi? annen baban mı dedi?
mustafa: kardeşimle yengem dedi abi. kardeşim çalışıyor. babam iki sene önce öldü. annem yatalak oldu babamdan sonra. bana da deli demeye başladılar.
vendetta: lan vursana ağzına iki tane. nasıl kardeşmiş o? evde yaşamak istiyorsan dileneceksin ne demek lan? kendi ne bok yiyor?
mustafa: abi kendisi geçen ay evlendi. o günden beri zaten sabah 7 de çıkarıyor beni evden, kendisi işe giderken benide kapıya koyuyor. annem yatakta, yengemde almıyo içeri.
vendetta: niye kapıya koyuyor seni?
mustafa: abi hem gideyim erkenden dileneyim diye, hemde yengeme yan gözle bakmayayım diye. akşamda işte 7 gibi geliyor işten. o gelmeden eve giremiyorum. eğer dilenerek 10 lira toplayamadıysam da kapının önünde yatıyorum, eve almıyor.
bütün söylenenler kafaya ok gibi saplanır. elemanın ecelim gelsin düşüncesine neden kapıldığı anlaşılır.
vendetta: eee, otobüse binecek biletin yoksa, ne kadar paran var senin?
mustafa: abi aslında 10 liradan fazla param vardı. arka parkta haraca dadandılar. karşı gelmeye çalıştım, dövdüler aldılar paraları. üstümde bi tane güzel mont vardı. bugün bi tane abi vermişti. onuda aldılar kendi montlarını verdiler allahtan. yoksa gece donardım sokakta. o yüzden bugün böyle kaldım. yoksa biletimi alıp gidiyordum eve.
hesapta dertleşecektim elemanla. hay adaletini sikiyim dünya. sen sabahın köründe öz kardeşin tarafından evden zorla atılacaksın, gün boyu dilenerek 3-5 lira toplayacaksın, elin sikindirik zibidileri gelecek, o paraya göz dikecek. artı senin montunu alacaklar, sen hala allahtan kendi montunu çıkardı verdi diye sevineceksin bir gün daha üşümeyeceğine.
daha fazla moral bozmamak adına kalkılır. lan bugün kötü sigara alayım bari otobüs parasını vereyim şu bozuklardan denir:
vendetta: mustafacım kusura bakma. ben işsiz adamım askere gidecem. fazla param yok. ama senin otobüs paranı verebilirim.
mustafa: abi ben bir şekilde yolumu bulurum. nasıl olsa eve giremeyecem bugün. yürüyerek giderim. o para sana askerde daha fazla lazım olur. beni kardeşim siktir etmiş, sende siktir et beni abi.
vendetta: lan sana deli diyenlerin hepsi zır deliymiş amk. senin kardeşininde götünü sikeyim. azıma sıçtın akşam akşam.
tokalaşmak için el uzatılır. eleman el sıkarken ilk defa insan yerine konmuşluğun tadına varırcasına sıkar eli. bir günü sigarasız geçirmek dokunmaz insana. el cebe atılır, cepteki tüm para çıkarılır. zorla verilir.