yatağıma girdim, sabaha karşı beş gibi. telefonumda olan şarkılara göz gezdirdim. baktım waldpoeise diye bir şarkı var. hiç bilmiyormuşum gibi açtım şarkıyı. almanca tabi anlamıyoruz haliyle. sözleri ezberimde ama sanki ben yazmışım gibi hissettim bir an. velhasıl hava karanlık hala, oda sıcak, bir yandan da empyrium dinliyoruz. sıcak bastı, terledim. çevreme baktım kimse yok. döndüm geçmişe baktım bir de ağlayanlar, arkamdan küfür edenler, seviyorum diyenler, seviyorum dediğim... hepsi birbirine girdi. tavana baktım. bir karartı belirdi, o karartı seviyordum dediğimden başkası değil. şarkının sözleri aklıma geldi bir an. küçük bir kısmını düşündüm sadece. aklıma gelen sözler;
çalıların arkasındaki hışırtı da ne?
ağacın içindeki kıpırtı?
uzaklarda durmadan ağlayan kim?
kim hareket etti az önce?
tüm bunlar sadece ruhumun bana bir düzmecesi
bir şey yok burada - sadece gece, gece, gece!
sözleri düşündüm, sevileni düşündüm, kendime baktım, hayat döndüm baktım... bakmadığım yer kalmadı. baktıkça kayboldum. gözümden düşen bir damla yaş içimde olan bitenleri dışarı çıkarmaya hazır bir çocuk gibi dışarı çıkardım. gözlerim acımaya başladı bir an. yeter dedim kendi kendime. yeter dedikçe yetmediğini anladım.
yetmedikçe yaşlar akmaya devam etti.
şarkının sözleri;
orman güzel, gündüz eğildiğinde
yosun tutan topraktan sis yükseldiğinde
kuşlar hafifçe şarkılarını söylüyor sessizliğe refakat ederek
dann mirs die brust vor arger schwere feit (feit diye bir kelime yok)
ormanın yükseklerinde, görebiliyorum
biricik alacakaranlık - ayrılmalı
ağaç tepelerine vuran ürkütücü ay ışığı artık gitmek zorunda
çalıların arkasındaki hışırtı da ne?
ağacın içindeki kıpırtı?
uzaklarda durmadan ağlayan kim?
kim hareket etti az önce?
tüm bunlar sadece ruhumun bana bir düzmecesi
bir şey yok burada - sadece gece, gece, gece!
kalbim korkudan küt küt atıyor
evet, orada bir şey var!kim hareket etti?
bu kapkaranlık yerden beni alacak olan şeytan olmalı!
ya da her kim ise - iblis bundan böyle!
çıkmalı, kurtulmalı buradan.küçük çocuk gibi korkuyorum!
sanki tüm ağaçlar birbirinin aynı - adeta labirent gibi
her köşeden alaycı kahkahalar yükseliyor
her bakış beni daha da korkutuyor
sessizlik, evet sessizlik - sesler kayboldu
hışırtılar, fısıltılar hepsi gitti
nerdeyim? ne yapacağım bu ormanın derinliklerinde?
gündüzü düşün..keşke hemen sabah olsa
başıboş ve unutulmuş
yalnız, kaybolmuş - isteğim ... yıpratılmış
uzaklarda parlayan da ne?
dalların arasından ışıldayan?
apaçık bir alan!yakınlarda
evet görüyorum ve kalbim çiçek açıyor
ne parıltı ama!
arkama bir bakış daha atıyorum
gözlerime inanmak bile güç
daha fazla bakamıyorum
korkutucu görüntülerin hepsi geride kaldı
ve şimdi sadece huzur var ormanda