imparatorluk

entry23 galeri
    2.
  1. Sinanoğlu'nun Ulusal söyleminde sık sık belirttiği "Kürsel Kraliyetçiler ve onların kuyrukları" başlığı altında işlediği "Ne Sağ Ne Sol" anlayışı, aslında Negri'nin Hardt'la birlikte "imparatorluk" adlı yapıtla ileri sürdüğü genel iktidar teorisindeki büyük sermaye gücü ve bu sermayenin artık alışılageldik Sağ ya da Sol söylemlerle çözümlenemeyecek denli karmaşık oluduğu görüşüyle paralel bir ilerleyiş göstermektedir.

    Sinanoğlu gibi Hardt&Negri'de bu sermaye gücünün artık herhangi bir Ulus ya da bölge için değil de, Ulus-üstü ve tüm dünyayı içine alan bir anlayış olarak kullanıla-geldiğini söylemektedirler. Artık eskiden olduğu gibi bir kaç emperyalist gücün çatışmasıyla sınırlı değildir olay; bütün bunları yukarıdan belirleyen - yapılandıran, tartışmasız olarak "sömürgeleşme sonrası" ve "emperyalizm sonrası" tek bir iktidar anlayışıdır artık işleyen ve Bu "yeni dünya düzeni (new world order)" kendini daimi, ebedi ve zorunlu olarak sunmaktadır.

    Dışarının olmadığını, tüm yapının kendi içinde olduğunu varsayan imparatorluk, öznelliği yok etme amacı güder. Sinanoğlu'nun da söylemeye çalıştığı gibi, yeni dünya düzeni içindeki pürüzlere tahammül edemez. Ulusların farklılıkları ve özelliklerini bastırmayı hedefler. Ya da bu hedefe ulaşmak için geçici vazifeler üstlenerek pürüzleri zamanla düzeltmeyi amaçlar (çeşitli kuruluşların ülkemizdeki çeşitliliğin üzerinde durarak, varolmayan ayrımları var etme çabasına girmeleri gibi).

    imparatorluk kavramı emperyalizmin de üstünde duran, temelinde ekonomik güçle, sermaye gücünü barındıran bir üst kavram olduğundan benliğini korumak isteyen, Ulus devlet olarak yaşamak isteyen bir Ulus'un bu yeni tehdite (aslında yeni denemez) karşı en az onun kadar çapraşık bir şekilde karşı koyması gerektiği akla gelmektedir.

    Sinanoğlu'nun da söyleminde belirttiği şekilde, artık imparatorluk tüm dünya üzerinde olduğu gibi Türkiye'de de her türlü yönetim içi organlarda istediğini yaptırabilir bir hal almıştır. Gidişat artık ülkenin başına geçmek için imparatorluktan olur almak zorunda olan hükümetlerle alakalı değildir (bu türlü hükümetlerin dirayetleri gidişatı sadece yavaşlatabilir veya dirayetsizlikleri ve içten pazarlılıkları gidişatı hızlandırabilir -günümüzde olduğu gibi). Ulus'un bundan böyle kendinin ve gidişatının farkına varması lazımdır ki bu da sadece eğitimle ve toplu tepki yaratma kapasitesi olacak etkilerle mümkün olabilecektir.

    Ne yazık ki Türkiye'nin eğitim açılımını yapma konusundaki gizilini (potansiyelini) büyük bir zevkle harcadığını, harcamış olduğunu görüyoruz. Eğitim sistemimiz (bir ağaca benzetirsek) tam da imparatorluğun istediği şekilde yontulmaktadır. Bu öyle bir yontuştur ki halk isteyerek elindeki Ulus tohumlarını (kariyer promosyonu, vs ile) vermektedir. Üstelik bu VAZiYete izin verenler de içlerinden yürüttükleri pazarlıklarda (içten pazarlılıklarında) bir pay kapma yarışında olduklarından kimse aksi bir yönde ilerlemeyi sağlayamamaktadır.

    Yapılan hamleler Ulus'un bireylerine, içlerinde bulundukları büyük satranç tahtasından baktıklarında anlamsız gibi gelse de; bir üst açıdan bakıldığında oldukça mantıklı bir siyasanın uygulanımda olduğu gözükmektedir.

    Bu kıskaçtan kurtulmayı arzulayan bir Ulus ise işe en yakındaki üst-etki alanlarından, yönetimden başlayarak kuracağı ve bir üst açıdan bakma yetisine sahip "Ulusalcı" bir hükümetle, katman katman, ağır ama güçlü bir şekilde aşağıya inerek Ulus ağacının tohumlarına ulaşmalıdır.

    (edit:
    karşılaştırmanın dengesiz olduğunun idrakine, geçmişten geldiğim bir gazla yazdığım bu yazıyı şans eseri bulmamla vardım. lakin, özgür fikriyatta, sadece olguları karşılaştırır ve isimleri göz ardı edersek, hala canlı ve mantıklı-makul bir metin bu.

    dilin kasıntısından dolayı üzgünüm -eğer size öyle gelirse. sanırım bunu bir formatta yazmam gerekiyordu ve sonra ilgimi kaybettim. hatırlamıyorum.

    fikri tartışmalara açığım. eksi oy da verebiliyorsunuz tabi ki. bunları alıyorum gülüyorum yapanlara teker teker.

    saygılar efendim.

    kediciğe not: ammend'den bunu anladım ben. yağ yağ...)
    0 ...