eblehtir. anti kemalist tayfanın eleştiri ve argüman kullanım seviyesini gösterir. eleştiriye genelleme olarak bakanlar ileri demokrasi adı altında türban gelsin diye kıçlarını yırtarken küpe taktığı için bir öğretmenin okuldan uzaklaştırılmasını alkışlarlar.
sarcasm burda son buluyor;
okullarda öğretilen tarihi küçümseyerek ortaya atlayan bazı insanların, "mossad'ın gizli tarihi" çizgisinde okudukları fantastik kurgularla tarih konusunda uzmanlık tavlamaları, demokrasiyi çoğulculuk rejimi sananların, demokrasiyi sadece halkın yönelimleri sananların, ileri demokrasinin yılmaz bekçileri gibi görünmelerinden gerçekten bıktım. benim dünya görüşüm içerisinde, eleştirilemeyecek olan bir şey yoktur. gel gelelim, eleştiri mutlaka ama mutlaka bazı argümanlarla desteklenmeli, doğruluğu tartışılmayacak bazı referanslara dayandırılmalıdır. aksi halde, sözlüklerde bi derece popülerlik kazanabilirsiniz ama ben size köşe başlarındaki kıraathaneleri önereceğim. emin olun oralarda ilgiyi üstünüze toplar, kendi entelektüel seviyenizde pek çok insanla siyasi tartışmalara katılabilirsiniz.
başlığa dönecek olursak;
abartı ve sığ bir manşettir. hepimiz mustafa kemal'iz olayını yanlış değerlendirmiş bir kaç(ya da bir) editörün sıçması durumundan başka bir şey değildir. bizim bildiğimi Atatürk 10 kasım 1938 yılında vefat etmiştir ve kendisi ile ilgili bildiğimiz her şey 1. dünya savaşı ve sonrası doktrinini kapsamaktadır. 2010 yılında, yaşamakta olan mustafa kemal'in kime ne şekilde yaklaşacağını tayin edebilecek mercii muhakkak ki bu gazete değildir.
mustafa kemal'i artık rahat bırakmak gerektiğini düşünüyorum. onun ne yaptığı ne ettiğine değil de, nelerin yapılmasını istediğine ve onun o dönemde kurduğu modern türkiye cumhuriyeti'nin şimdi nasıl çağ dışı sorunlarla uğraştığına bakmak gerek. ortada zor olan bir şey yok, konjonktür belli, çağın gerektirdiği doktrin belli. uygulayacak yürekten başka ihtiyacımız olan şey, eğitimdir. o da görüldüğü üzere millette mevcut değil.