10 kasım 2010

entry60 galeri
    46.
  1. Atamızın bedenen aramızdan ayrıldığı gündür.Bügün okuyup beğendiğim bir yazıyı paylaşmak isterim.

    sevgili atam , ne kadar güçlüymüşsün ki , seni öldüremedik!
    sevgili atam, ne kadar güçlüymüşsün, ne kadar dayanıklıymışsın darbelere karşı. bedenin ve ruhun ne kadar güçlüymüş, ne kadar sağlammış benliğin. seni onun için alt edememiş yedi düvel. altmış yıldan beri, senin belki “naçi̇z vücuduna” değil, ama ruhuna, hem dışarıdan, hem içeriden saldırıyoruz. saldırıyoruz, kurduğun, geliştirdiğin, bilimin, aydınlanmanın, teknolojinin bütün alet edevatını kullanarak saldırıyoruz, saldırıyoruz, saldırıyoruz. altmış yıldan beri sistemli olarak, ince ince, gayet ustaca saldırıyoruz. bağımsız, demokratik, çağdaş, hukukun üstünlüğüne dayalı, bilimi rehber edinmiş, onurlu bir ülke, giyimiyle kuşamıyla örnek, laik bir devlet bırakmıştın bize. “naçiz vücuduna” saldıramadık belki. ama senin ruhunu hedef aldık. biliyorduk ki, seni öldürecek olan şey, senin eserlerinin öldürülmesiydi. onlar ortadan kaldırılırsa ruhunu teslim alabilirdik ancak. öyle de yaptık. önce, bu ülkenin bağımsızlığını yok edecek, nato gibi, imf gibi, oecd gibi, dünya bankasi gibi emperyalist kuruluşlara sunduk bekaretimizi. nato komutanları sevk ve idare etmeye başladı senin göz bebeğin mehmetci̇ği̇ni̇. çuval mı geçirilmedi senin askerinin başına… top güllesi mi düşürülmedi donanma geminin bacasından aşağıya… senin kanla aldığın topraklar üzerinde abd üsleri mi kurulmadı… ruhunu yine teslim etmiyordun. baktık olmayacak. kurduğun cumhuriyetini sorgulamaya başladık. yüzlerce kanalda, sana kanlı bıçaklı düşman, güya gazeteci- yazar-siyasetçi erbabıyla başladık saldırmaya… keşke kurtarmasaydı türkiye’yi diyen satılık kalemşörlerdi bunlar. öyle kolay düşüremezlerdi seni. ama sayıları öylesine çoğaldı ki bunların; her biri bir çentik atmaya başladılar. senin çağdaş ve evrensel medeniyeti düşleyen o ruhunu yok etmek için kendi hukukçularımızı, kendi savcı ve yargıçlarımızı, kendi mahkemelerimizi kurduk. senin izinden, yolundan gidenleri yargılar, tutuklar, mahkum edersek, senin ruhunda bir yara yine açabileceğimizi öğrendik artık. her yeni cephemizde seni öldürecek yeni atılımların, yeni açılımların neler olduğunu, neler olabileceğini de anlıyoruz. yani yeni stratejiler geliştirmeye başladık. bu mücadelemizde, senin onurlu türkiye cumhuriyetini çökertmenin başka yollarını da bulduk. örneğin: peşmergeyi kırmızı halıda yürüttük. “one minute” dediğimiz liderlerle ticari ilişkiler içine girdik. abd liderlerinin eteğine yapıştık. bedevi çadırları önünde diz çöktük. daha birçok şeyle bu ülkenin onurunu zedeleyip durduk. senin getirdiğin, hedeflediğin çağdaş kıyafetlere savaş açtık.sen devleti dini kurallarla yönetilmekten, bu görüntüyü vermekten bizleri ne kadar uzaklaştırmak istediysen, biz inadına, ali kalkancılar, müslüm gündüzler, cüppeli cüppesiz mollalarımızla sonradan i̇cat, ilköğretime kadar sokmayı başardığımız türbanimizla ve onların mürit tayfasıyla seni bu açıdan da öldürmeye çalıştık. laikliğine, laik sistemine, bizzat başbakanlarımızın ve bakanlarımızın kürsülerden verdikleri demeçlerle saldırdık. öldüremiyoruz bir türlü ruhunu. teslim alamıyoruz bir türlü benliğini. üniter bir devlet bırakmıştın bize. i̇nsanların bir arada, kardeşçe yaşamasını isteyerek, “yurtta barış dünyada barış” dilemiştin. otuz yıldır adı bile konmamış bir kardeş kavgasının, acımasız bir savaşın içindeyiz… yine öldüremedik seni… ve bu gün 10 kasim. naçiz vücudunun aramızdan ayrıldığı, ama ruhunun hâlâ aramızda dolaştığı gün. bu gün şimdi sahte nutuklarımızla, sahte göz yaşlarımızla ardından hüzünlü konuşmalar yapacağız. ama bil ki; bu konuşmalarımızın amacı da senin asıl düşüncelerini kamufle etmek, özünden uzaklaştırmak içindir. amacımız belli… tek bir sorunumuz var. ne yazık ki; bu ülkede aydınlık, çağdaş, güzel günlere olan inançla donanmış bir gençlik, seni özde anlamış bir halk kitlesi hâlâ var. ve işte onları öldürmeye gücümüz yetmiyor. yetmiyecek de… ruhun şad olsun. seni seven herkese en derin saygılarımla…
    mümtaz temiz
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük