ekşi sözlük'te filmle ilgili yazılan onca şeyi okuyunca ilgimi çekti ve bu gece indirip sabah da izledim.
bir kere abartıldığı kadar değil. iğrençliklerinden söz edilen sahneler genelde çok kısa tutulmuş. uzun olanlarda ise ortalama bir korku filmindeki iç çekilmesi hissi ortaya çıkıyor. fazlası değil.
filmleri anlatılan öykü için izleyen biri olarak senaryonun boşluğu canımı sıktı. sonuna kadar "lan bir şey anlatmak istiyorlar mı acaba" düşünceleri ile izledim ama yok.
sinemayı yalnızca görsellik olarak algılayan birileri çekmiş filmi. "ne kadar tepki çekecek sahne çekersek o kadar iyi" demiş ve sağlıklı bir usun ucundan geçmeyecek kadar iğrençleşmişler.
--spoylır var--
dişleri çekilmiş kadına zorla oral yaptırmak ve bu şekilde onu boğarak öldürmek... en sakat bölümü buydu bence.
son bölümdeki babanın oğula, adamın yengesine tecavüzü geliyorum demişti. yani kurbanların suratları örtülüyken de onların kim olduğu belliydi. benim anlamadığım nokta ergen bir kızı becermeye bile yanaşmayan herifin ondan çok daha küçük bir oğlanı arkasından parçalayacak kadar nasıl uyuşturucu içinde yüzdüğüdür. gerçi o sırada içeri giren, demir boruyla kendi vajinasını parçalayan doktor kadın bu sorunun da bir çeşit yanıtı oldu. nasıl bir uyuşturucudur arkadaş bu!
filmin son sahnesinde intihar eden baba-anne-oğul üçlüsünün odalarına giren üçlü ve "yönetmen"in isteğiyle onlara girmeye hazırlanan lâvuk filmin komedi gibi bitmesini sağlamıştır. ölene kadar mokokonun bile kesmediğini, öldükten sonra da mokoko cinsler...
--spoylır bitti--
sözün özü: sanat yapacağım diye kasan gerzekleri göstermektedir bu film. bu tipler özellikle üniversitelerin radyo-tv-sinema/sinema-tv bölümlerinde çok bulunurlar. bu film izletilip "al sana sinema" denmeli. boktan bir film. her yönüyle boktan.
mideniz kalkar diye "izlemeyin" demeyeceğim ama izlerken sıkılacağınızı garanti edebilirim.