her ailenin doğan çocuğuna verdiği farklı farklı küçük küreler vardır. aile kendi istediği yaşam şeklini çocuğa yansıtmayı hak gördüğü üzere, küreninde nasıl şekillenmesini istediğini çocuğa anlatır. toplum farklı çocukların farklı küreleri ile nefes alır, yaşar ve ölür. kimi için kürenin rafa kaldırılacağı bölüm alt kısımlar, kimi için üst kısımlar, kimi için de orta kısımlardır. kiminin küresi mavi, kiminin beyaz, kiminin siyahtır. bu biraz da denizde doğup denizde büyütülen çocuğun karaya ayak basmayı akıl edemeyeceği, ya da karaya ayak basmaya korkacağı gerçeğidir.
bütün din ve öğretileri bu doğrultuda incelendiğinde, sorunun kitap ve yazıları değil, insan-gelişimi ve korku-mükafat doğrultusunda ilerlediğinde hemfikir olabiliriz.
