Bu kadar kolay pes edeceğini düşünmemiştim istanbul. Geri adım atacağını, kendi sözünü yutacağını hiç tahmin etmemiştim. Bahsettiğin sıcaklık sadece aşkla el ele olduğunda bulurdu seni.Unutmuşsun. Bu sen değilsin istanbul. Doğruların vardı senin. Üstünü çizemeyeceğin dostların vardı. Adını unutmayacağın şarkılar, rengi hala gözünün önünden gitmeyen oyuncaklar, saatini ve hatta dakikasını dahi aklından çıkarmayacağın önemli anların vardı senin. Anıların vardı. Adın vardı istanbul. Sen kendine lanet okurken, aslında kendinden ziyade sözünü ettiğin sıcağa lanetleniyordun. Bilememişsin. Sen aşktın be istanbul. Üzerinden geçerken gözlerimi dolduran köprüydün. Sesini duyunca içimi ürperten çığlık, heyecan veren bir kanat sesi gibiydin. Görmek istemedin.
Sen güçlüydün di mi? Ben seni izlerken acizdim evet. Bu seni güçlü kılıyordu tabii ki. Oysa neden korku verdin ki be bana? Ben iki yıl gözümde tüttürdüm seni. Gözümde tüttün. Kokunu sakladım kimse bilmedi. Bahaneler bulmak, şehirleri güçlü mü kılar şimdilerde? Her şeye bir bahanen vardı bilirsin. Netice de 15 milyondan biriyim. Netice de Yaşadığım şehirsin..