insan türüne ait bir canlı olarak dünyaya geldiği için peşinen, yaşamanın ve dünyanın nimetlerinden yararlanmanın sadece kendinin hakkı olduğuna inananaların görmezden geldiği haklardır.
bir ülkenin uygarlık seviyesini anlamanın göstergelerinden en önemli olan ikisi kadınların ve hayvanların durumudur.
insan haklarının olmadığı, kadınların yasalar bazında haklara sahip görünmesine rağmen toplumsal yaşamda yazılı olmayan kuralların boyunduruğunda olduğu bir ülkede hayvan haklarını savunmanın abesle iştigal gibi algılanmasında şaşıracak birşey yoktur aslında.
ya da bunu savunanlara "deli", "kafayı yemiş" gözü ile bakılması ortalama, çok yaygın olarak görülen bir anlayıştır. bunların hayvansever olarak algıladıkları eski türk flmlerinden kalma "kucağında fifisi olan sosyetik karı" prototipidir hala.
böyle düşünen insanlardan hayvanlara şefkat göstermeleri beklenemez, zorunda da değiller belki ama en azından hayvanlar için birşeyler yapmaya çalışan insanlara engel olmasınlar. onları ne şekilde yaftaladıkları önemli değil.