akciğer kanseri

entry248 galeri
    30.
  1. eksi sozlukten bir entry :

    Yeni doğmuştu kızım, para biriktiriyorduk ve ben hala sigara içiyordum. Sonra bir gün, öksürmeye başladım; terlemeler, göğüs ağrısı...
    Doktora gitmem gerekiyordu, biliyordum.
    Tevekkeli değil, her sigara yakışımda akciğer kanseri, aklımın karanlık köşelerinde gölge içinde bir gölge gibi geziniyordu, duyuyordum. Moral bozan o görüntüler vardı aklımda: Kanser hastalarının sorunlarını irdeleyen filmler, belgeseller, bilim-teknik dergilerindeki makaleler, istatistikler, yasal uyarılar, sigara içmeyenlerin hassasiyetleri...

    "insanın üç kuruşluk keyfini kaçırmaktan başka işe yaramayan şeyler!" diye düşünüyordum o zamanlar.
    "Adam sen de!" diyordum. Hep başkalarının başına gelen bir bela değil miydi o? (Savaşlar, açlıklar, diğer felaketler gibi...) Hem, ne kadardır içiyordum ki şunun şurasında, elbet bırakırım...Ama sonra, şimdi değil!...
    ilk nefeste kovuyordum zihnimdeki hayaletleri.
    Yeni doğmuştu kızım ve para biriktiriyorduk. Derken, kan geldi...
    Kızım! diye düşündüm ilk olarak. Acaba daha kaç yıl yaşarım para kazanmak için? Hem, nasıl söylerim eşime, anneme, babama! O istatistikler, film sahneleri, makaleler gölgelerin içinden sıyrılıp şekil aldı birden. Hayalet olmadıkları belliydi...
    Eşime yalan söyledim, "Üşütmüşüm herhalde, bir doktora görüneyim, içim rahat etsin" diye gülümsedim huzursuz bakışlarına karşılık...
    Bunları düşünüyordum hastaneye giderken...
    Röntgen çektiler, mütehassıs uzun uzun baktı filme, rapor yazmaya başladı anlamadığım bir dilde. Bildiğim birkaç kelimeyi birleştirip, berbat bir aksanla sordum: "Nasıl?". Kötü, dedi ifadesiz bir yüzle, zarfı uzatırken. Bir uğultu perdesinin ardında dudaklarının kımıldadığını görüyordum, "Uzmanı gör, o sana gerekli bilgiyi verecek." gibi bir şey mırıldanıyordu sanırım.
    Sonra kendimi uzmanın karşısında otururken buldum. Uzun uzun baktı filme. Ne kadar ilerlemiş, tedavi ne kadar sürecek, kaç yıl ömür biçerler acaba diye düşünürken o susmaya devam ediyordu. Sonunda patladım:

    - Kanser değil mi doktor?

    Ürktü. Endişeyle baktı gözlerimin içine ve ihtiyatla konuşmaya başladı : "Hayır. Ağır bir bronşit geçiriyorsunuz..."

    Başımın dönmeye başladığını hissettim. Bronşit! içimdeki derin endişeye tuhaf, deliliğe benzer bir coşku, bir umut katıldı. Sayı konusunda ilk defa dürüst davranarak : "Ama ben günde 1.5 paket sigara içerim doktor" dedim, "Kilo vermeye başladım, üstelik kan öksürüyorum..."

    Hastaneden çıktığımda hayalet gibiydim. Kolumun altında endişemi yok etmeye yetecek sayıda uzman doktor tarafından onaylanmış teşhis raporu ve bir poşet dolusu ilaç vardı. Aklımdaysa doktorun şu sözleri : "Sigarayı kesinlikle bırakmanız gerekir. Bana 'kanser değil mi?' diye soran ilk kişi siz değilsiniz ve ben o soruya her zaman menfi yanıt veremeyebiliyorum."

    Bu, mutlu biten bir öykü değildir. Çünkü akciğer kanserine yakalanma riskinin, sigarayı bıraktıktan sonra -en iyimser tahminle- on sene süreyle devam ettiğini biliyorum...
    7 ...