bir an kalbim ağırlaştı,taşıyamaz oldum anılarımı.hala duyduğum her eylemde, gördüğüm her arbedede, her patlamada aklıma geldiğin gibi "acaba bir kez daha "dediğim anda susturuyorum fikrimi.olmaz.biliyorum .soran bakışlarına cevap veremem, küçük kırgınlıklarımla üste çıkamam ve nefretini görme yargısıyla bakamam ki gözlerine.
oysa her şeyin sebebi, 5 yıl önce olan o kaza.o kaza, bugün yokluğumuzun sebebi.
daha da ağırlaşırken kalbim ,anılara bulanıp durmaya devam ediyorum.
evet, o ağacın altında.ordayken.hergün öylece yanından geçip gittiğim ağacın altında beliren iki siluet..öylece kalakalmış, öylece belirsiz söylenmemiş sözler gibi.dönerken moda dan gün gibi ortada olan kahverengiye yeşil derken.gözlerim orda öylece, sen orda öylece.geçemiyorum ordan da...de..
ve, son gecenin son olduğunu ikimiz de biliyorken, gitme derken sen, tereddütlerim..şimdi de biliyorum üç durak sonra ordasın.ama nerdesin?düşünmedin mi sanıyorsun orda olmayı?elbette pencerenin baktığı bir "sokağın karşısı" vardır. tabi kapatmamışsan pencereni ve hala arada sırada bakıyorsan o taraftan.
iyice ağırlaşırken ruhumun orta yeri,ben olmayan kimse beliriyor tam da yanında.yapış yapış bir haziranken istanbul, birkaç sıra ötemde orda beliriyor.yanı başında.tam orda.bizim olamayacağımız her şey oluyor.o, senin oluyor.bu yüzden birkaç sıra ötende bir çift göz buğulanıyor aralıklarla.orda bir çift göz de her şeyden habersiz gibi dururken, diğer bir çift gözde nefretin sarhoşluğu mu?.bakmasam da görüyorum o gözlerin nefretini.
"acaba şimdi yeniden..?" demiyorum, cevabın "hiç düşünmeden.." diye devam edeceğini bilsem de.yoksun.