diyanet işleri başkanı bile türbanın müslümanlıkla ilgili temel bir kavram olmadığını söylediği bir konuda, kara cahil, mankurt zihinlerinde türban takmayı müslümanlıkla eşdeğer gören şark kurnazlarının hoşuna gitmeyendir. halen ev hanımı, temizlikçi ya da esnaf karısının(türbansız esnaf karısı mı arar la bazarda) örttüğü örtüyü kabul etmeyip (ne ala halkın yanında bunlar hiç hakir görmezler mesela) siyasi simge olduğu ayan beyan bir bez parçasının bir mevkide dalgalandırmanın önemi üzerinde duruyorlar. allah'ın üzerinde açık bir emrini gösteren ayet yokken bunu görüp diğer ayetleri es geçmek bu kurnazlığa yakışır...
buyrun; azıcık vicdanınız, haysiyetiniz ve onurunuz varsa bu ayetlerin gereğinin yapılmasını savunun yandaşınız olsa bile...
"insanın saygı duyulması ve korunması gereken diğer bir manevi yönü de şahsiyeti ve haysiyeti ile ırz ve namusudur. Dinimiz bunlara karşı işlenen suçları aynı zamanda kul hakkı olarak kabul etmektedir. Konu ile ilgili olarak Yüce Rabbimiz Hucurat Suresi'nde insanın şahsiyetine zarar veren, alaya alma, kötü lakap takma, kesin bilgiye dayanmayacak şekilde yani zanna dayalı hüküm verme (*1), insanların kusurlarını araştırma(*2), gıybet ve insanlar arasında ırka ve soya dayalı ayrımcılık (*3) yapmayı yasaklamıştır.(Hucurat 10-13) Her müslüman başkalarının ırz ve namusunu kendi ırz ve namusu gibi değerli bilecektir."
Diyanet'in 22 ekim 2010'daki cuma hutbesinden...
(*1)Ergenekon davasında yalan haberlerle sonradan düzmece olduğu ortaya çıkan üretme delillerle insanların özgürlüklerini ellerinden almak. bülent arınç'ın bana suikast düzenleyeceklerdi yalanı...
(*2)Deniz baykal'a ait kaseti(?) referandumda malzeme yapıp bıyık altından güldürmek. son günlerde kemal kılıçdaroğlu'na dansöz, ağzı bozuk gibi hakaretler bunları alkışlamak.
(*3)"Önemli olan boy değil soooooooyyy soooooooooooooyyyyy"
