uykusunu yavaş yavaş gelirken gitgide mahmurlaşan ve gitgide kapanan gözlerini izlemek için mükemmel fırsattır.
sonra en sessiz, en masum halini izlemeye koyulursunuz. dışarıdaki o güçlü adam kollarınızın arasında bir bebek kadar savunmasız uzanıyordur. ve sizin parmaklarınız onun saçlarında gezme şansını elde etmiş, beyninize şimdiye kadar tattığınız en keyif verici sinyalleri yolluyordur. yüzü; şimdiye kadar hissetmediğiniz bir sıcaklıkta ve hiç bir şeyle kıyaslayamayacağınız kadar sıfatsız. yumuşak değil, sert değil, pütürlü değil, pürüssüz de değil... garip bir his bu; sıfatsız. onla kıyaslanacak hiç bir şey yok yeryüzünde. sevgiliye bakmaya bile kıyamazken ona dokunmak aklı kaçırmak için yeterli bir sebep. aşk bu işte... katlanamadığın halde hep daha fazlasını isteyerek onu sevmek...