yanlış anlaşılan bir konudur o yüzden konuya camilerin manasından başlayalım. bir müslümanın camiye gitmesi farzdır, beş vakit namazı evde kılabilir ama hem cuma namazında camiye gitmesi farzdır, hem de camide kıldığı vakit namazının sevabı daha fazladır. hristiyanlıktaki ibadet anlayışı ile islamiyetteki farklıdır; hristiyanlık inancında kiliseye gitmesen bile günah çıkarıp, bağışını yapman yeterli olmaktadır. vatikan ın politikaları hristiyanlığı bu noktaya getirmiştir. hiç bir hristiyan insanlar ibadet etsin diye kendi başına kilise açamaz, mutlaka vatikan a bağlı olmalı oradan izin alınmalıdır. ama islamda böyle değildir, bir yerleşim yerinde ibadethane eksiği gören bir hayırsever cami yaptırabilir. eskiden bir hayırsever cami yapardı, bir hayırsever de imamlık yapardı. şimdi imamlık olayını diyanet işleri düzenlemektedir. ayrıca şöyle bir konu da vardır; acaba cami sayısı mı fazla imam sayısı mı az? ayrıca şunu merak etmekteyim, özellikle ülkemizin başkentinde, ankara da binaların altlarındaki mescitlerde camiden sayılıyor mu? namaz kılmayan bir insan o yeraltındaki mescitte ibadet etmekle normal bir camide ibadet etmek arasındaki farkı elbette anlayamaz. hadi buna bir şey demeyelim, yer sıkıntısı var diyelim, ama ne olur bırakın da millet istediği gibi istediği yerde ibadet etsin.
ayrıca şöyle bir konu vardır, belediyeler cami yaptırmaz efendim, devlet te yaptırmaz, hayırseverler yaptırırlar. ayrıca devletin seksen küsür yıldır yaptırdığı tek cami ankara kocatepe cami dir.