çok çocuktuk evet fena çocukluktu tek salıncağa iki kişi binmek şeklinde bir saçmalıktı ama deniz işte ahh hoş gösteriyodu her saçmalığı hatta bacaklarının arasından kayıp düşüşümü bile yalpalatmıyodu salıncak geri dönüşünde kafama çarptığında seni parlatıyodu ensemden tüm bedenime ki sonrasında kan dolu gözlerimle görmüştüm sen de kopmuştun o salıncaktan ben düştüm diye mi hala bil(e)miyorum ama az ötemden fena toz kaldırmıştın ve dönüp bana bakmıştın kırmızıydı gözlerim ve daha önce hiç görmediğim bir renkteydi gözlerin belki de komple kırmızı olmuştum ondan çok güzeldin pardon güzeldi rengi gözlerinin kalktım seni de kaldırdım yürüdük tozdu üstümüz ki kaç kere söylemişti annen üst değil üzer diye ama üstümüz toz olmuştu çünkü çocuktuk çünkü yanıyordu ensem çünkü kırmızıydı gözlerim çünkü çok güzeldin sen çünkü bilmediğim değişik bi renkteydi gözlerin ve çünkü bi şarkıya doğru yürüyorduk denize yürüyorduk tutmuştum elinden evet ne saçmalık ne çocukluktu ahh denize girdik sonra geçiştik denizle dünyanın tüm ebeveynlerini geride bıraktın sen çünkü ensem sızlıyordu çünkü gözlerim kırmızıydı ve çünkü tek bi şarkıya yer vardı kalbim(iz)de ve varoluşumun tek kesme işareti bir pişmanlık soktun koynuma varolmuş olacak tüm noktalama işaretlerini kapsayan ve hepsini de o ana salmıştın balıklar gibi geziniyorlardı küçük bacaklarımızın arasında ve biz büyüdük ve kirlendi dünya diyorduk kimbilir büyüsek nasıl olacak diye düşünmeden.