haftasonu dinlencem için yeşillikler içine yerleştirilmiş korunaklı evimde kadınımla beraberken, uzaklarda, yüksek sesle müzik dinleyen komşumun başına gelenlerden ibaret ibretlik bir olaydır.
onca çalışma gününün neticesinde yorgun düşen bedenimi dinlendirmek maksadıyla evime çekilmişim dinleniyorum, elim silahdan ve telefondan uzak kadınımlayım ve hergelenin biri huzurumu kaçırıyor. tabelamı asalım yoksa yerine seni mi ?
çocuklara dedim gidin bakın bakalım derdi neymiş ? rica edin sesini kıssın neticede komşumuz. ilk aşamada sert bir dil kullanmak bize yakışmaz. ses kısıldı sağ olsun, uyar yolluymuş. tam rahatıma bakacakken, sanki bana inat az evvel ben adam yollamamışım gibi sesi daha fazla açtı bu kanına susamış.
uzanmış olduğum şezlongdan kalkıp üzerime bir tişört geçirdikten sonra, yanımda korumalığımı yapan erzincanlı bir çocuktan geçen gün satın aldığımız altis marka beyzbol sopalarından bir iki tane istedim. ucuza aldık neticede, işlevi nedir en azında bir bakalım diye. yanımda iki adet sivas kangalı köpekle bu adamın evine vardık.
şöyle sert bir darbeyle kapıya vurdum, sopa gayet iyi, ardından ilk katın pencerelerine ve son olarak kapının önünde duran kırmızı spor marka bir aracın ön camına vurdum, beyzbol sopası 3-0 galip.
gürültüyü duyup aşağıya inen genç, "ne yaptın abi, mahvettin arabamı, vay anam cam da kırılmış"
derken ben bir de bunun sağ yan baldırına koydum sopayı. oracıkta yere serildi. nereye kalkıyo, sopa çok etkili.
"yaprağım, sana adam gönderdik, sesi kıs bik bik kafamızı sikme, tatil yapıyoruz diye. neden kısıp sonra da yeniden ve daha fazla ses verdin, derdin ne lan senin" diye sordum.
"ya abi bizim akşama bir konserimiz var, son provalarımızı yapıyoruz, kusura bakma, bilemedik" demesiyle yeniden vurmak üzre havaya kaldırdığım sopayı yavaşca yere indirip, "o ses bir daha beni rahatsız etmeyecek" dedikten sonra arkamı döndüm ve çektim gittim.