koşuyorsun doludizgin, bir an bir solukluk duruyorsun; bakıyorsun etrafına herkes evlenmiş, afallıyorsun ama koşuyorsun yine de koşuyorsun doludizgin, bir an bir duralıyorsun bir solukluk mola veriyorsun her şeye; bakıyorsun herkes çoluk çocuğa karışmış, afallıyorsun yine tuhaf bir yalnızlık sarıyor bedenini ama koşmaya devam, yapacak onca iş var, toplantılar, mesailer, yalnızlık, koşuyorsun durduraksız, yoruluyorsun bir mola diyorsun kafanı kaldırıp evrakların arasından; posta kutusunda hafta sonu yapılacak sünnete bir çağrı buluyorsun, duruyorsun affallıyorsun, topallıyorsun ama koşuyorsun yine koşuyorsun engelli koşuda koşan toy taylar misali; sünnet olan çocuklar da evleniyor, sen yine yalnız kalıyorsun, üstelik koşamıyorsun da artık, bir bastonun var yalnızlığını dağıtan, sen ne sayarsan say.