mutsuzluk yemini etmiş birinin korkması doğaldır mutluluktan. çünkü bilir o mutluluğu yüreğinde bir hançerle öldüreceğini, bu uçuşun uzun sürmeyeceğini. mutsuzlukların sebebi başkası değil sanıldığı gibi. kim mi?
bir sorsana kendine " ben mutluluğu hak ediyormuyum" diye. dilde değil ama gönülde. evet mi dedin. ama yine de kendini mutsuz edecek şeyler yapıyorsun değil mi? o zaman bir daha sor, ama ruhuna,dışarıdaki görünen sana değil. üfff bu koku yoksa yargılarından mı geliyor? evet evet yargıların. kendinin var ettiği, başkalarının yüklemesine izin verdiğin... bu yolculukta sormaman gereken soru; "neden". çözümsüzlüğe götürür çünkü. "ne yapabilirim" olmalı o anahtarın adı. geçmiş için yapabileceğin birşey yoktur ama şimdi için yapalabilecekler illa ki vardır. aynı şeyleri tekrarlamayı bıraktığında dolap beygirliğinden azad etmişsindir kendini. işte ondan sonra, korku yoktur artık mutluluktan. bu yazı bu yolculuktaki birinden.