fuzili ye göre aşık bir pervanedir.nasıl bir pervane ateşi görünce kendini yakmak isterse aşıkda kendini aşka
atıp öyle yanmalıdır.burada önemli olan sevgili değil, bizzat aşkın kendisidir. onun aşk ile olan bağı, şiiri süsleyen ve güzelleştiren bir konu olmasıyla değil, bilakis varlığının anlamını ve hayatı yaşanılır kılmak ancak aşk ile mümkündür. ona göre bir aşka ancak aşk olduğu için aşık olunabilir. sevgilinin kimliği, ister sufiler gibi tanrısal, ister ozanlar gibi tensel olsun, değeri yoktur onun için. kendi aşkı için kendi soyut sevgilisini de zihninde yaratır o ve ona aşk deseninden ruh biçer, güzellik kumaşından giysi diker. güzel öyle güzelleşir ki onun dizelerinde, her aşık orada kendi sevdiği güzeli bulur, kendi aşk serüveninin acılarını, ayrılıklarını, hasretlerini hisseder. o, aşkın acısını ve ıstırabını anlatır durmadan. ayrılık, dert ve üzüntüyü arar her dizesinde; kavuşmayı, neşeyi ve mutluluğu istemez, basit görür onları. acı çekmekle olgunlaşacağına, yüceleceğine inanır insanın ve kendisi de acı çekmekte özge bir zevk bulur. hamuru aşk ile yoğrulmuş birisi için bu pek de zor olmasa gerek. aşk için geldiği dünyada yine aşk ile hüküm sürmek...
(kitaptan küçük bir alıntı)