yaklaşık üç dört ay önce.. kpss ye hazırlanırken dershanede bir arkadaşım sakız çiğniyordu. böyle kare. draje şeklinde. bildiğin sakız.
kendim şahsen çok sakız çiğnerim. o esnada yanımda sakız kalmamış. arkadaşımdan istedim. attım ağzıma. böyle hem tatlı.. hem acı.. çok hoşuma gitti.
cakcaklamalarımın arasında "hımmm.. neli lan bu" diye sordum. çilekli dedi.
gel zaman git zaman.. sürekli yanımda bu arkadaş. cebinde de sürekli bu sakızdan. ben de otlanıyorum. üşenip de "abi ne bu sakızın markası, nerden aldın?" diye sormuyorum. hep sonradan aklıma geliyor sormak.. neyse yarın sorarım diye erteliyorum.
ama nasıl sevdim sakızı. böyle sakinleştim sanki. sıkıntım geçti. dünya bi yana bu sakız bi yana.
aylar sonra dershane bitmeden sordum bizimkine... öğreniim de aliim diye..
+ şu senin sakız var ya hani..
- he canım.
+ hani sürekli otlanıyorum.
- he farkındayım.
+ ehehehe... nerden alıyosun abi sen onu? ben de alıcam. çok beğendim.
- merkez eczaneden alıyorum.
+ ulan eczaneden sakız mı alınır? amma burjuvasın. burujuvasın. brujuvasın. (gammazıma sevgilerle)
- e nikotin sakızını başka nereden alıcam güzelim? mahalle bakkalından mı?
+ ney? ney!!!! lan!!
nikotin sakızıymış efendim. çocuk da beni kendisi gibi sigara bağımlısıyım da.. kurtulmak için nikotin sakızı çiğniyorum sanmış. bişey dememiş. aylar boyu ben o sakızı çiğnemişim. o acılı tat nikotindenmiş.. sıkıntımı stresimi alan nikotinmiş. beni kendine bağlayan nikotinmiş.
tek bir dal sigara içmeden nikotin sakızına başlayan, ve nikotin sakızı bağımlısı olan tek malım bu ülkede. eminim. tek.
kutusu da on milyon lan. gittim sordum. oha. ama yani... öylesine sordum. hani alacağımdan değil.. bırakıcam.. önce azaltıcam, sonra bırakıcam. o kadar da iradem yoksa öliim lan ben. di mi?
arkadaş da çok cömertmiş hakkaten. saolsun. on milyon. yuh. yok almıcam.