samimiyetle söylemeliyim: bizim maç sonu yapmış olduğu açıklamalar dolayısıyla fena halde "kıl kaptığım" schuster'e sanki ders niteliğinde olan maçların 4.südür.
onur ve cenk gibi iki gencecik ismi türk futboluna kazandırma adımlarını atmış görünse de schuster - bu da teşekküre şayandır - saçma bahanelerin ardına sığınamayacağını görmüştür dilerim.
oynadıkları rakibin avrupa sahnesindeki yerini sorgulamadan önce kendi defansına bir çekidüzen vermesi gerekliliğini fark etmiştir.
böyle durumlarda gerçeği kabul etmek ilk ve en önemli adımdır zira, rotasyon, maç trafiği, sakatlıklar diyerek içinden çıkamayacağınız bir durum bu.
lig başladığından beri defansın arkasına atılan toplarla, saçma sapan ofsayt taktikleriyle gol yiyor, maç kaybediyor beşiktaş.
haa banane, ben trabzonsporluyum, işime gelir, o ayrı... ama futbol konuşacaksak eğri eğri, doğru doğru...
bu akşamki maçta kayseri'nin bomboş kaleye gol atamadığı sanırım 3 pozisyon var. bunun dışında harcadıklarını hesaba katmadan, yüzde 99 ile gol olması gereken bu pozisyonların kaçmış olması rüştü talihidir sanırım.
kayseri çok diri bir takım. ertuğrul sağlam, sonrasında tolunay kafkas ve şimdi şota derken harbiden taş gibi bir takım görüntüsü veriyor kayseri her sene, ligi bitirdiği yer önemli değil.. bir ibb, bir kayseri...
bu maçın da mutlak hak edeniydi, galip geldiği için mutluyum.
ilk üç sırada üç anadolu takımı görmek gurur verici. ve bunların ikisinin teknik direktörünün trabzonsporla özdeşleşmiş isimler olması ayrı bir mutluluk kaynağıdır.
tebrikler kayseri.
geçmiş olsun beşiktaş.
gerçeği gör schuster.
