Gidendir asıl kaybeden. Büyük bir aşkı, sevdayı, kendisini seveni kaybeder giden. Kalan bir şey kaybetmemiştir; çünkü kalan zaten gidenin sevgisini, aşkını kazanamamıştır. Kazansaydı, gidebilir miydi giden, arkasına bakmadan. Giden, aşkını kalbine gömmeyi seçti. Engellere meydan okumak yerine, o en kolay yolu yani engellerden kaçmayı seçti. Ya gerçekten hiç sevmedi giden kalanı ya da çok sevdiği için, onu üzmeye kıyamadığı için gitti. Yani giden kalanı öyle çok sevdi ki onu üzmemek için kaybetmeyi göze aldı. Giden gitti. Kalan ağladı gidenin arkasından. Gözyaşlarına boğuldu. Nefret etmek istedi ondan. Unutmak için elinden geleni yaptı; ama başaramadı. Unutamadı onu. Nefret edemedi ondan. içinde, kalbini bir kenarında, bastırmaya çalıştığı bilincinde sürekli gidenin izleri vardı. Yaşadıkları güzel anılar, resimler, şarkılar vardı. Unutmadı kalan gideni. Her geçen gün çoğalan bir umutla bekledi kalan gideni. Beklediğini kendisi bile bilmiyordu. Çünkü saklıyordu kalan her şeyi. Bir türlü söyleyemiyordu kendine onu unutamadığını, hala sevdiğini. Döndüğünde ondan nefret ettiğini, onu unuttuğunu söyleyecekti. Bunu söyleyebileceğine kendisi bile hiçbir zaman inanmadı. Giden gitti. Bir daha dönmemek üzere gitti. Aklı hep kalanda kalmış olsa da; gitti. Bir gün döneceğini düşünseydi, arkada bıraktıklarını yıkıp gider miydi? Kalan her an onu beklese de, giden hiç dönmeyecek. Giden hiçbir zaman dönmeye cesaret edemeyecek. Kalansa gideni unutmayacak,ama aşka da hiç inanmayacak.