toplumdaki başarıya olan tahammülsüzlüğü körüklemiş bir yazardır. adam nobel için yaptığı konuşmada kendi iç dünyasından, kızgınlıklarından, mutsuzluklarından bahsediyor ama herkes bozuk teyp gibi aynı hamasi şeyleri tekrarlayıp duruyor. yaptığı konuşmayı bile analiz etmeyi bırakın, okumayı bile beceremeyenler adamın ne vatan hainliğini bıraktı, ne şerefsizliğini. bu adam eninde sonunda bir edebiyatçıdır, her edebiyatçı gibi hayata dair görüşleri olur, beğenirsen beğenirsin, beğenmezsen deli saçmalamış işte der geçersin.
ha, bu adam bir gün siyasete gireyim derse, senin görüşlerinle de ters düşüyorsa, hindi gibi kabarıp eleştirilerini yaparsın, iyi de bu adam roman yazıyor, bütün işi bu, sanane bu adamın girdiği lobi faaliyetlerinden, kitabını reklam etmesinden? beğenmedin mi kitabını, almazsın. televizyona mı çıktı, kanalını değiştirirsin.
eninde sonunda bu adam nobel edebiyat ödülünü kazanmış, bir an için durup kimse bunu izole olarak düşünemiyor, hayatını ona buna yaltaklanmakla geçiren bir sürü adam neden alamıyor peki bu ödülü? yok ama, siz hala orhan pamuk, orhan yamuk diye ortaokul zekasında esprilerle prim toplamaya çalışın.
bu memleket ne zaman kendine öcü bulmaktan vazgeçip, kendi işini yapıp mutlu olan insanların ülkesi olacak?
bunu bulabilen de sanırım nobel barış ödülünü alır.