bir kere bu problemin var olduğu bir gerçektir. bunu söyleyelim. önce özgürlük nedir? özgürlük insanın kendi özgün karakterini geliştirebilmesi, farkındalığı olmadan hiç bir etki altında kalmaması ya da bu etkilerin minumum olması demektir. uç bir tanım gibi durmuş olabilir. ancak bilgi( bilgi nesneldir.) sahibi olmadan fikir sahibi olmuş insanların özgür olmadığını kendini özgür sandığını anlatır bu tanım. böylece meselenin bam telini titretmiştir. diyorlar ki: 'komünizm özgür bir düzendir, kapitalist düzen özgürlüklere düşmandır. eşitlik olmadan özgürlük olmaz.' işte bakın burada özellikle şu cümleye: 'eşitlik olmadan özgürlük olmaz' bu düşünce ne kadar bozuk, hastalıklı bir düşünce. sanatsal zevklerin dahi sınıfsal kökenden kaynaklandığını söyleyen marx, eşitliğin, sınıfsal ayrımların yok edilmesinin farklı sanatsal zevkleri dahi kısırlaştıracağını ve farklılıkların az olduğu bir dünyada asla özgürlüğün olmayacağını bilmesi gerekmiyor mu? herkes aynı düşünüyorsa özgürlük yoktur. hatta rejime muhalif insanların olmaması bile özgürlüğün olmadığını gösterir. birileri çıkıp bu düzen çok saçma ülkeye bizim ideolojimiz hakim olmalı ideolojimizi resmi ideolojimiz yapmalıyız demiş olsa bile demokratik koşullarla( silah kullanmadan, henüz özgür olgunlaşmasını tamamlayamamış körpecik kafalara propaganda uygulamadan..) bunu demeye haklarının olduğu bir düzen özgürce bir düzendir. bu özgür düzendeki, kendi inceliklerini keşfeden insanlar totaliter devlet ideolojilerini, resmi ideolojileri istemeyeceklerdir.