gündüz görünmez, ateşböceği gibi geceleyin parlar.
hayatımız henüz gündüz iken, yani talihimiz yüzümüze güler iken, yani yüzümüze gülen ve bizim dost sandığımız onlarca insan henüz bizi yalnız bırakmamışken, göremeyiz kimdir gerçek dostumuz.
ne zaman ki gündüz geceye döner, dost sandıklarımız bir bir gecenin karanlığında kaybolur; işte o zaman görürüz gerçek dostumuzu. gecenin karanlığında gizlenmek yerine, biz bulalım diye ateşböceği gibi parlayan bir o kalmıştır çünkü.
"o kadar insanla dostluk kurdum ki
ellerim dolu sanıyordum.
başıma bir bela geldiğinde
kimseye acımayan zamandan şiddetliydi
dostlarımın ihaneti"