şimdi efenim, bilindiği üzere, ahtapotların cinsi organı yoktur. önce dişi ahtapot yumurtalarını bırakır, sonra erkek olan da onların üstüne kendi spermlerini bırakır, o şekilde ürerler.
kızımız da evlilik arifesindedir. yaz tatilinde nişanlısı ve ailesiyle denize girer, gülüşür, eğlenirken suyun içinde erkek ahtapot kendi salgısını bırakmıştır. kız da farkında olmadan paldır küldür suyun içinde hareket ederken bikininin yanından bu şeyler içeri kaçıverir. aradan haftalar geçer, kız dayanılmaz bir karın sancısı çekmeye başlar. ağrı bitmeyince doktora giderler, testler yapılır bir şey bulunamaz.
derken doktor son anda, "bir de ultrasonla bakalım." der. ultrason cihazını kızın karnına tuttukları anda, odada ne kadar doktor ve tıp öğrencisi varsa sağa sola kusar. gördükleri şey, ıslak ve yapışkan kollarıyla vıcır vıcır oynayan yüzlerce ahtapot yavrusudur.
evet efenim, döllenmiş yummurtalar tam ihtiyaç duydukları sıcak ve besinli ortamda büyümüş ve kızın bütün organlarını kemirmiştir. talihsiz kızcağızın sadece 3 haftalık ömrünün kaldığını öğrenen nişanlısı intihar eder, bunu duyan kız da bu acıya dayanamayıp 3 hafta bile yaşamadan ölür.